Kider İnşaat’ın sektördeki bilgi ve tecrübesi Sistem Yönetim ile perçinlendi.
Bölgenin tanınmış firmalarından olan Kider inşaat, sektördeki tecrübelerini Sistem Yönetim adı altında profesyonel bina ve site yönetimi şirketi kurarak perçinledi. Kider İnşaat ve Sistem Yönetim firmalarının sahibi inşaat Mühendisi Korhan Kider ile sektörle ve yeni oluşumları ile ilgili konuştuk.
Sistem Yönetim olarak bu sene faaliyete başladınız. Aslında sizi Kider İnşaat’tan tanıyoruz. İlk kuruluş sürecinizden ve kendinizden biraz bahseder misiniz?
Meslek hayatıma 2004 yılında Narlıdere’mizde Kider Proje İnşaat Ltd. Şti. ticari ünvanı adı altında babam Elektrik Mühendisi Ali Kider’le birlikte, inşaat mühendisi olarak proje-inşaat-danışmanlık hizmetleri vererek başladık. Zaman içerisinde İzmir’in çeşitli ilçelerinde ve metropolde gerek müşterilere gerekse de şirketimiz adına projeler çizip, konutlar üreterek sattık. 2010 yılına gelindiğinde 6 yıllık bir Adana süreci başladı. Kider İnşaat olarak sadece tamamı kendi kaynaklarımızla Adana’da 6 yılda 20.000 m2 konut üreterek satışını gerçekleştirdik. 2016 yılı sonu itibariyle Adana’daki projelerimizi tamamlayarak İzmir’e döndük.
Yeni projeleriniz nelerdir?
2017-2022 yılları arasındaki 5 yıllık periyotta Urla ilçemizin Zeytinalanı-Kalabak mevkiinde mülkiyetlerinin tamamı şirketimize ait birçok farklı parsellerde dubleks ve tripleks konut imarlı villa projelerimizi hayata geçireceğiz.
Aile şirketi olmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Zaman zaman yaşanan kuşak fikir çatışmaları dışında dezavantaj anlamında bir eksiklik göremedim. Avantajları olarak kollektif çalışma ve özverinin çok yoğun olmasından dolayı sürekli bir büyüme gözlemledim. Tabi kendi işini yapıyor olmanın verdiği zaman problemi yoğunlukla yaşansa da kimseye bağlı olmamanın verdiği özgürlük herşeyi bastırıyor.
İnşaat sektöründe sizi farklı kılan özellikler nelerdir?
Öncelikle birçok ferdi mühendis olan bir aileden gelmenin verdiği genetik katma değere sahibiz. Bununla birlikte standartları olan kaliteli malzeme kullanımı ve düzgün işçilik tercihinden dolayı ürettiğimiz konutlar ve projelerde depremi karşılayacak taşıyıcı sistemlerde öncelikle maksimum betonarme kalite yakalanmıştır. Unutulmamalıdır ki, sağlam bir bina sağlam bir proje tasarımıyla başlar. Proje tasarımındaki kalite imalat sırasındaki kalite kadar önemlidir.
Yeni projelerinizde neden özellikle Urla’yı tercih ettiniz?
Cevap olarak bir örnekle başlayacak olursak konut fiyatlarının üst seviyelerde olduğu Narlıdere ve Balçova’da lüks bir daire alıyorsunuz ama ne yazık ki birçok projede otopark sıkıntısından lüks arabanızı sokağa park ediyorsunuz. Ne yazık ki bugün Narlıdere’de bile otopark problemi yaşamaya başladık. Dubleks konut imarlı arsada park sorununuzu en azından parsel bünyesinde çözüyorsunuz. İlaveten Urla hem yaz hem kış oturulabilecek bir lokasyon. Ulaşım açısından değerlendirildiğinde hem otoyol hem de servis yolu ile ana ulaşım arterlerinin arasında kalan merkezi konumda bir ilçe statüsünde. Bölge imarının 2 ve 3 katlı olması konut yoğunluğunun az olması açısından ayrıca büyük bir avantaj. Bilim adamlarınca İzmir’de özellikle Urla Zeytinalanı ve Kalabak mevkileri tıpkı Çeşme’nin Dalyan mevkii gibi oksijen potansiyeli en yoğun olan bölge olarak gösteriliyor.
Bu kadar yoğun proje ve inşaatın içinde Sistem Yönetim adı altında profesyonel bina ve site yönetimi kurmanızdaki amaç nedir?
Öncelikli amacımız maddi kaygılar değildir elbette. Zaman içerisinde yaptığım kapsamlı gözlemler sonucunda binaların-sitelerin yönetim şirketlerince yönetilmesine dair olarak sektörde ciddi bir teknik ve hukuki yönetim eksikliği olduğunu fark ettim. Yönetim konusunda ciddi bilgi eksikliği, binanın yönetimi alındıktan sonrada ciddi bir “ilgi eksikliği” tespit ettim. Binalara ilk önce yapılması gereken risk analizinin dahi yapılmadığını gördüm. Dürüstlük konusu ise işin ayrı bir boyutu! İçinde ailelerin yaşadığı konutlarda potansiyel risk faktörlerinin ciddi analiz edilmesi gerekmektedir. Sistem Yönetim olarak esas amacımız binaları kat mülkiyeti kanunu ilkeleri doğrultusunda dürüstçe, demokratik bir şekilde şeffaf, tekniğe uygun ve öncelikle binadaki potansiyel riskleri önleyici tedbirler alıp riskleri bertaraf ederek veya minimuma indirerek güvenli bir şekilde yönetmektir. Sistem Yönetim olarak kararlı ve emin adımlarla yürümek istiyoruz. Öncelikli hedefimiz ailelerin can güvenliği, binaların düzgün yönetilmesi ve dolayısıyla insanları kazanmaktır.
Sistem Yönetimin İnternet sitesini incelediğimizde A sınıfı iş güvenliği uzmanı olduğunuzu gördük. Bu ne anlama geliyor?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’mızın 2013 ve 2014 yıllarında açmış olduğu 2 ayrı uzmanlık sınavını tek seferde yüksek puanla kazanarak Türkiye’deki her türlü işletmeye bakabilecek olan çok tehlikeli sınıflarda A sınıfı iş güvenliği uzmanlığını aldım. Bununla ilgili olarak değişik ölçekteki şahıs, şirket, binalara, sitelere danışmanlık ve uzmanlık hizmeti vermeye devam ediyorum. Binaların ve sitelerin yönetiminde bu uzmanlığın verdiği tecrübeyle potansiyel tehlikeleri ve riskleri analizle tespit edip mümkünse tehlike ve riskleri tamamen bertaraf ediyoruz mümkün değilse de proaktif tedbirler alarak potansiyel tehlike ve riskleri kabul edilebilir seviyeye indiriyoruz.
Aynı zamanda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapı denetçisi olduğunuzu da biliyoruz. Bundan da biraz bahseder misiniz?
2015 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na proje ve inşaat alanında mesleki iş bitirmelerimi sunup proje ve yapı denetçisi ünvanını almaya hak kazandım. Şu an için aktif şirketlerim olduğu ancak mevcut ticari faaliyetlerim sona erdiğinde değerlendirebilirim. Adli bilirkişilik yapmaya vakit ayırmayı düşünüyorum.
Bilirkişilik sürecinizin geçmişi nedir?
2006 yılında İzmir Adliyesi’nde yemin ederek bilirkişilik yapmaya başladım. 2006-2016 yılları arasındaki 10 yıllık süreçte binlerce dosyada inşaat davalarında adli bilirkişilik yaptım. 2017 yılı sonunda tekrar İzmir Adliyesi Adalet Komisyonu’na başvurarak 2018 yılı içerisinde aktif olarak bilirkişilik yapmaya devam etmeyi planlıyorum. Bunun, ayrıca kişiye kattığı hukuki bakış açısı mesleki ve manevi olarak yadsınamaz.
Konut imalatçısı bir mühendis olarak size sorsak; gayrimenkul alırken nelere dikkat etmek gerekir?
Piyasa alım-satım kriterlerine göre gayrimenkulde öncelik lokasyondur, sonra fonksiyonel mimari, malzeme kalitesi, güneş cephesi, otopark ve sosyal tesis durumu gibi birtakım majör faktörler gelir. Bana kalırsa her şeyden önce bina içindeki sosyal ve kültürel uyum gelir. Yani, komşu faktörü en önemlisidir. En ince detayına kadar düşünülmüş en iyi lokasyonda site içerisindeki otoparklı-güvenlikli projede bile komşunuzla iyi değilseniz gayrimenkulu gözden çıkarırsınız.
Önümüzdeki dönemde yeni projeleriniz olacak mı?
2020-2025 arasındaki süreçte mevcut şirketlere ilaveten tercihen Narlıdere -Çeşme hattında yapı malzemesi alanında yeni bir faaliyet kolu açmayı ve işyeri metrekare ihtiyacımızın artacak olmasından dolayı da proje-inşaat-yönetim-malzemeyi tek çatı altında aynı binada toplamayı planlıyorum.
Genel Yayın Yönetmeni/İmtiyaz Sahibi
