Çeşme, Karaburun, Urla Yarımadası’ndaki arsa ve araziler, artan talep nedeni ile hızla değer kazanıyor.
Son yıllarda; kentlerdeki aşırı betonlaşma, kişi başına düşen yeşil alanların azalması, trafik yoğunluğu, artan hoşgörüsüzlük, hayat pahalılığı, çocuklar için doğru okul ve iyi eğitim olanakları gibi nedenlerle İzmir geneline özellikle İstanbul’dan bir göç yaşanıyor. Bu göçün etkisi ile artan değer artışları da gayrimenkul yatırımcılarının ilgisini çekiyor.
Yarımada’ya ilgi daha fazla
Göçün etkisi ile İzmir genelinde yaşanılan hareketliliğin bazı bölgelerde daha yoğun olduğu gözleniyor. Kent merkezinin yanı sıra, Seferihisar, Foça gibi ilçeler de ilgi görüyor. Ancak, özellikle arsa ve araziler konusunda Urla, Çeşme ve Karaburun Yarımadası önde. Alaçatı, Çeşme, Urla, Ildırı, Mordoğan, Karaburun gibi turizmde markalaşmış ya da markalaşma sürecindeki beldelerin Yarımada üzerinde birbirine çok yakın konumda olmaları ayrı bir değer katıyor. Bu beldeleri birbirine bağlayan yürüyüş ve bisiklet yolları ile zeytin ve bağ temalı rotalar yerli ve yabancı turistlerin bölgeye olan ilgisini artırıyor. Diğer yandan Çeşme-İzmir otoyolunun sağladığı ulaşım kolaylığı, genişletilerek yenilenen Karaburun karayolu Yarımada’nın diğer bölgelere göre daha hızlı değer kazanmasında önemli bir rol oynuyor.
Sakinlik arayanlar kırsala yöneliyor
Kentlerdeki yoğunluğun artması ve buna bağlı sorunların giderek dayanılmaz hale gelmesi, kırsala olan talebin başlıca sebeplerinden sayılabilir. Kentlerdeki yoğunluğun olumsuz etkileri dışında, psikologlara göre; modern dünyanın yapay düzeni, giderek bireyselleşen insanı aslen parçası olduğu doğadan koparıyor. Bu durum ise bir takım psikolojik sorunlara yol açıyor. İnsanların büyük kentlerden Yarımada’nın kırsalına kaçarcasına yönelmesi, büyük ölçüde bu nedenden kaynaklanıyor.
Halen özgün ve bakir
Yoğun talebe rağmen, büyük bir kısmı doğal ve arkeolojik koruma altında olması nedeni ile Yarımada halen bakirliğini koruyor. Kıyıların çok büyük bir bölümü temiz ve denize girilebiliyor. Ayrıca Yarımada’daki köylerin önemli bir kısmında dışarıdan gelenlere oranla yerli halk çoğunlukta. Dolayısıyla köyler, gelenek-görenekleri ile yaşıyor ve özgünlüklerini koruyorlar. Ayrıca bölge halkı misafirperver, samimi, güler yüzlü ve yabancılar ile uyumlu. Bölgenin gerek coğrafi gerekse sosyolojik açıdan halen bakirliğini koruyor olması da artan ilginin bir sebebi olarak görülüyor.
Arsa ve araziler revaçta
Yarımada’ya ilgi duyanların bir bölümü konutlara yönelse de çok büyük bir kısmının arsa ve arazi satın aldığını söyleyebiliriz. Kısa veya orta vadede Yarımada’ya yerleşme hayali kuranların gerek amortisman maliyetlerinden kaçmak gerekse evlerini kendileri yapmak amacıyla arsa ve arazileri tercih ettiklerini gözlemliyoruz. Ayrıca fiyatların daha da artacağı öngörüsü, alıcıların, yerleşmeyi hedefledikleri süreden daha önce alım yapmalarına neden oluyor. Bu durum da arsa ve arazilere olan talebi ayrıca tetikliyor.
Yatırımcılar çoğunlukta
Arsa ve arazileri değer artışı kazancı elde etmek amacı ile satın alan yatırımcıların oranının, ev yapma düşüncesi ile hareket edenlerden daha fazla olduğu gözleniyor. Talebe oranla arzın oldukça düşük kalması fiyatların hızla artmasına neden oluyor. Satışı rayicinde gerçekleşen parsellerin; konum, nitelik, büyüklük gibi kriterlerine bağlı olarak yıl bazında ortalama %30 ila %50 aralığında değer artışı kaydettiği görülüyor.
İmarlı alanlar sınırlı
Yarımada’nın imara uygun alanları oldukça sınırlı. Önemli bir kısmı doğal koruma alanları ve yer yer arkeolojik sit alanları ile kaplı. Tarım alanlarının ise büyük bir bölümünün resmi yol cephesi yok. Bu durum, ev yapma düşüncesi ile hareket edenlerin alternatiflerini oldukça kısıtlıyor. Dolayısıyla sınırlı sayıda olan, yapılaşmaya uygun parsellerin fiyatları astronomik seviyelere ulaşabiliyor.
Sit alanları bile alıcı buluyor
Yapılaşmaya uygun olmadığı gerekçesi ile yatırımcılar tarafından pek cazip bulunmayan doğal sit alanlarına, konu Yarımada olunca farklı gözle bakılıyor. Fiyatları, yapılaşmaya uygun alanlara göre daha düşük olsa da, Yarımada üzerindeki sit alanlarında da kayda değer oranda fiyat artışları gözleniyor. Böylece özellikle sınırlı bütçelerle hareket eden yatırımcılar sit alanlarına bile yatırım yapabiliyor.