Süt memeden değil beyinden salgılanır!

2. Dünya Savaşı’nda annelerin çocuklarını beslemek endişesiyle 4-5 yıl süt salgılamaları sütün beyinden salgılandığının en dramatik ve güzel örneğidir.

Çocuğunuza yapacağınız en büyük iyilik onu anne sütüyle beslemektir. Hangi anne baba çocuğu obez olsun ileride kanser, diyabet hastası, alerji hastası olsun ister ki? Kimse istemez tabii. Günümüzün modern annesi çalışmak zorunda olduğu için, fiziksel kaygılara sahip olduğu için ya da gerçekten bilgi sahibi olmadığı için bebeğini ilk 6 ay bile anne sütü haricinde farklı beslenme seçenekleriyle beslemektedir. Şimdi bunların doğruluklarına ya da yanlışlıklarına hep birlikte bir göz atmaya ne dersiniz? Bu yazımız sadece anneler ve anne adayları için değil toplumun tüm fertleri içindir. Çünkü anneanneler, babaanneler, dedeler ve eşler şunu bilmelilerdir ki süt memeden değil beyinden salgılanır!

Her şeyden önce tabiatımız gereği doğal doğum yani bebeğin annenin vajeninden dünyaya gelmesi bebek için en doğru yöntemdir. Bebek annenin vajeninden çıkarken annenin doğal bakteri florasını yutarak bağırsak gelişimi için ilk adımı atmış olur. Bu bakteriler bebeğin henüz gelişimini tamamlamamış bağırsaklarına yerleşirler ve doğal bakteri florasının öncülü olurlar. Doğal yolla doğum yapmak anne için de vazgeçilmez ve en sağlıklı yöntemdir. Vücut kendini çok daha hızlı toplar ve anne sütü salgısı hemen başlar. Sezaryan doğumlarda beyin, doğumun gerçekleştiğini hemen anlayamaz ve süt salgısı normal doğuma göre daha geç olur. İşte bu süreçte sezaryanla doğan bebekler için yapılan en büyük yanlış bebeğe ilk olarak anne sütü vermek yerine mama vermektir. Peki, ne yapalım diyorsunuz şimdi içinizden. Çocuk süt gelene kadar aç mı kalsın diye düşünüyorsunuz. Eğer annede diyabet (şeker) hastalığı yoksa ya da gebelikte gelişmiş bir şeker hastalığı yoksa bebek dünyaya geldiğinde ilk 3 gün yaşayabilecek rezerv ile doğar. Ve deneyimli doktor kontrolünde (eğer annenin doğumla ilgili bir problemi oluştu ve emziremiyorsa) anne sütü verene kadar mama vermemeye çalışmak en doğrusudur. Bebek mutlaka ağlayacaktır ama bebeğin ağlaması da aslında iyi bir şeydir. Akciğerleriyle ilgili gelişimi tamamlamasını sağlar. Unutulmamalıdır ki bebek dünyaya sadece emme ve ağlama refleksiyle gelir.

İlk 6 ay bebeğimizin tek besini anne sütü olmak zorundadır. Sonrasında da kıvamı giderek artırılan tamamlayıcı besinlere (ek besin demiyorum çünkü anne sütüne 6. aydan sonra da devam edilmelidir)  günde 1 veya 2 defayla sınırlı kalmak şartıyla geçilebilir. Annenin isteğine göre 2 yıl bebeğe anne sütü verilmeye devam edilebilir. Unutulmamalıdır ki bir bebeğin IQ (zekâ seviyesi) ve EQ (duygusal zekâsı) anne sütü aldığı süreyle doğru orantılıdır. Anne sütü ilk 6 ay bebeğin besin ihtiyacının %100’ünü karşılarken, ilk 2 yıl ise %’50 sini karşılar. Tamamlayıcı besinler doğru seçilmezse bebekte böbrek yetmezliğine sebep olabilir.

Anne sütü eşşiz bir besin kaynağıdır. İçeriğindeki protein, yağ, karbonhidrat ve vitaminler bebeğinizin gelişimi için mükemmel bir kombinasyondadır. Ve her daim aynı sıcaklıkta, sağlıklı ve tüketime hazır olması anne için de büyük bir kolaylıktır. Doğada her memeli canlı kendi yavrusu için özel süt üretir. İnek, buzağısı için süt üretirken yavrusunun ihtiyacı olan içerikte bir süt üretir ve bu süt anne sütüyle kesinlikle aynı değildir! İnek sütüne 12 aydan önce kesinlikle başlanmamalıdır. İnek sütü alan çocuklarda insüline bağlı diyabet, kabızlık, demir eksikliği anemisi, anal fissür gelişimi görülebilir ve protein içeriği anne sütünden farklı olduğu için böbreklerde hasar gelişebilir. Bebeklerde inek sütü bağımlılığı durumlarında IQ gelişimi çok düşük olmaktadır ve bu bebeklere milkaholıc denilmektedir. Bu çocuklarda beslenmenin % 72’si süt  %28 i diğer besinler olduğu gözlemlenmiştir.

Birçok anne sütünün gelmediğini ya da yeterli olmadığını iddia etmektedir. Anne, gebeliğin 34. haftasından itibaren fiziken süt salgılamaya hazırdır aslında. Ama yazımın başında da söylediğim gibi süt memeden değil beyinden salgılanır. Anne, herşeyden önce bebeğine yapabileceği en büyük iyiliğin emzirmek olduğunu ve sütünün yeterli olduğuna kendini inandırmalıdır. Sonrasında rahat ve sakin bir ortamda (akrabaların, anne babanın olmadığı) bebeğiyle baş başa kalıp duygusal bağ kurmalıdır. Emzirmeye başladığında memenin sadece ucunun değil kahverengi kısmının tamamının bebek tarafından emilmesi gerekmektedir. Memenin ucunun sadece çocuğun memeyi iyi kavrayabilmesi ve sütün çıkış noktası olduğu için önemli olduğu unutulmamalı koyu renkli kısmın tamamının bebeğin ağzına verilip emilmesi sağlanmalıdır. Bu emme hareketi sonucu meme ucundaki sinirler aracılığıyla beyine uyarı gider ve beyinde oksitosin hormonu salgılanır. Oksitosin hormonu prolaktin hormonunu tetikler ve bu da memeden süt salgılanmasını sağlar. Su hariç hiçbir gıdanın sütü artırıcı kesin bir etkisi yoktur.  İlk 3-5 gün gelen süt, kolostrum denilen besleyici ve bağışıklık güçlendirici ilk ağız sütüdür. Bebeğin sarılığına sebep olan bilüribinin bağırsaklardan atılmasını sağlar, bebeği sarılıktan korur ve ilk bağışıklığını oluşturan aşı niteliğindeki bu sütün tek damlası bile ziyan edilmemelidir. Sonrasında 15. güne kadar geçiş sütü salgılanır ve 15. günden sonra olgun süt gelmeye başlar. 2. Dünya Savaşı’nda annelerin bebeklerini ve çocuklarını beslemek endişesiyle 4-5 yıl süt salgılamaları sütün beyinden salgılandığının en dramatik ve güzel örneğidir.

Gelelim şimdi de “sütüm geliyor ama yetmiyor” sorusunun cevabına. Anne sütünün içeriğindeki protein çok kaliteli ama çok da kolay sindirilen bir proteindir. Bebeğin böbreklerini yormadan kaliteli büyümesini sağlar. Sindirimi çok kolay olduğu için de bebek sık acıkır sık sık emmek ister. Bebek belki de her saat başı emmek isteyecektir. Bıkmadan usanmadan bebeği emzirmek gerekir. Meme boşaldıkça dolar! Siz ne kadar sık emzirirseniz göğsünüzde o kadar süt olur. İlk 3 ay hem annenin bebeğe hem bebeğin emmeye alışması sırasında anne düzensiz süt salgıladığı için meme şişer doluluk hissedilir. Ama 3. aydan itibaren bu düzene girdiği için anne göğsündeki bu doluluğu hissedemeyip artık sütünün azaldığını düşünür ama bu düşünce yanlıştır. Bebeğini emzirmeye devam etmelidir. Her anne bebeğine özel süt üretir. Prematüre bebeği olmuş bir annenin sütü prematüre bebeğine özeldir. Hatta bir annenin gündüz ve gece sütü bile birbirinden farklıdır. Gece sütü sakinleştirici uyku verici öğeler içerirken gündüz sütü bebeğin daha hareketli ve uyanık olmasını sağlar. Çalışan annelerin sütünü sağıp saklamaları sırasında buna dikkat etmeleri önemlidir. Gece sağdıkları sütü gece vermelilerdir. Ayrıca sağılmış sütü kaşıkla vermek, bebeğin biberona alışıp anneden uzaklaşmasını da önler.

Emen bebek kendi doyma ve acıkma mekanizmasını kendi kontrol eder. Mamayla beslenen bebekler, hazırladığınız mamanın tamamını bitirmesi için zorlandığından ve mamaların içerikleri nedeniyle obeziteye meğillidirler. Bir bebek oratalama ayda 500 gramın üstünde kilo alıyorsa normaldir. Ayda 500 gr altında kilo alan bebeklerde mama takviyesi ya da anne eğitimi düşünülebilir. Anne her bir memeyi toplamda 15 dk emzirmelidir; bu 15 dakikanın ilk 3 dakikasında gelen süt daha suludur, sonlara doğru gelen süt daha yağlı olduğu için bebeği doyurur ve bebek memeyi bırakır.

Sağlıklı, zeki ve duygusal yönden gelişmiş bireyler yetiştirmek için bebeklerimize minimum ilk 6 ay sadece anne sütü vermek gereklidir.

arasut

Eczacı Pınar Baybaş

Bayram Eczanesi Narlıdere

 

0 Shares:
Bir yanıt yazın
You May Also Like