Müzik ve lambalı amplifikatörler

Dinazor bir teknolojinin ürünü olmalarına rağmen neden hala aranılıyor ve üretiliyorlar? 1970’lerin soundunu etkiledi mi? Müzik dışında başka hangi sektörlerde kullanılıyorlar? Lambaların müzikteki yerini ilk kimler, nasıl çözdü?

 

Merhabalar,

Bugün sizlere zincir mağazaların raflarında denk gelemeyeceğiniz, dergi sayfalarında karşılaşamayacağınız ve hatta pek bahsedilmeyen eski hatta dinozor bir teknolojiden bahsedeceğim. Vakum tüplü veya daha bilindik adıyla lambalı amplifikatörlerden. Lambalı deyince aklınıza hemen lambalı radyoların geldiğine eminim. Şimdi gelin sizleri bu dünyaya doğru bir yolculuğa çıkartayım.

Bugün evlerimizde müzik dinlerken veya film seyrederken genelde küçük müzik setleri veya ev sineması sistemleri kullanıyoruz. Bu her tarafında bir sürü düğme olan, aklınıza gelen her parametreye müdahale edebildiğiniz ve üstlerinde son moda renkli led ışıkların yandığı, gösterişli cihazların yanında lambalı ampliler tarihin tozlu raflarından çıkıp gelmiş gibi gözüküyorlar.

Gelin bu dinozorların nasıl ortaya çıktığına dair bilgilere bakalım. Lambaların daha doğru bir tabir ile vakum tüplerin ilk ortaya çıkışı 1900′lü yılların başına rastlar. Tüpler Amerikalı mucit Lee De Forest tarafından icat edilmiştir.  Ortaya çıkan ilk tübe Audion ismi verilir. Yıl 1906’dır. Bu teknolojinin ortaya çıkmasındaki en büyük etken insanları konuşturma isteğidir. 1900’lerde telefon teknolojisi yavaş yavaş Amerka’da gelişiyordu ve ses sinyalini yükseltmek için bir teknolojiye ihtiyaç vardı. Aranan teknoloji tüpler olmuştu. Basit bir yaklaşımla vakum tüp, üç önemli bileşenden oluşur. Filaman ya da katod, anot ve ızgara ya da grid. İçerisinde hava bulunmayan vakumlanmış bir tüp içerisindeki bu üç elektronik bileşen, sinyali yükseltme işlemini yaparlar. Basit bir şekilde bir vakum tübün yükseltme işlemi ısıtılan filaman ile anot arasında oluşan elektron akımının, ızgara (grid) kullanılarak düzenlenmesinden ibarettir. Bu basit mantık gelen her türden sinyalin yükseltilmesine yarıyordu. Şöyle bir düşünürseniz, telefondaki ses, sinemadaki film, plaktaki müzik hep aynıdır. Elimizde bir sinyal var ve amacımız bunu yükseltmek.

Ortaya çıkan ilk tüpler sayesinde ilk önce Amerika daha sonrada tüm dünya telefon ağları ile örüldü. Ancak tüpler her alanda kullanılabilir bir teknolojiydi. Sinema salonlarında seslendirme, radyo istasyonlarının kurulmasında hep tüpler ön plan çıktılar. Tabii insanoğlunun hiçbir zaman rahat durmaması yüzünden tüplerin asıl gelişim dönemi acıların yaşandığı bir döneme denk geliyor; I. Dünya Savaşı…

Savaşın başlaması, geliştirme çalışmalarının daha hızla devam etmesini sağladı. Ortaya çıkan yeni askeri savaş teknikleri iletişimi, savaş meydanlarının vazgeçilmezi haline getirmişti. Artık toplar gözle görülen hedeflerden çok daha uzaklara ulaşabiliyordu. Tüm stratejiler değişmiş ve askeri iletişim savaş meydanında komutanların vazgeçilmez yardımcısı olmuştu. Amerika’nın savaşa girmesiyle bu yeni savaş tarzını öğrenen Amerikalılar iletişimin önemini anlamışlardı. Onların en önemli avantajları ise, kendi ülkelerinde bir çok ticari ürünün zaten hazırda olması, teknolojik olarak kullanılabilir ve büyük ölçüde güvenilir olması ve bu durumun savaş içerisinde ispatlanması yukarıda bahsettiğim şirketler için geleceğin bu teknolojide olduğunu kendilerine bir kez daha ispat etmişti.

 

Zaten Amerika’nın günümüzün en önemli gücü olmasının altında teknolojiye yapılan yatırım geliyor. İster inanın ister inanmayın bu basit görünümlü tüpler bir çağın değişmesine sebep oldular. İlk savaşın bitmesiyle tüpler yine barışçıl amaçlar ile kullanılmaya başlandı. Ama insanlık yine rahat durmayıp savaşa tutuşur. İkinci Dünya Savaşı başlar. Artık tüplerle çalışan radarlar, tankların içerisinde hatta taşınabilir tüplü radyo sistemleri gibi son model teknolojik silahlar sayesinde tüp teknolojisi daha da gelişir. İkinci Dünya Savaşının sonrasında modernleşen dünyada da tüpler yerlerini aldılar. Birçoğumuzun çocukluklarından hatırladığı eski radyolar işte bu dönemin alamet-i farikalarıdır. Belki birçoğumuz bu radyoları çok güzel göründüğünü düşünürüz hatta belki evlerimizde retro bir obje olarak yer almaktadırlar. Ancak bilinmesi gereken, elektroniğin çehresini değiştiren önemli bir icattır tüpler.

Sadece elektroniğin değil. Haydi, size çok yazılıp çizilmeyen ilginç bilgiler vereyim. Bir çok müzik dinleyen insan için 1970’lerin sound’u çok özeldir. İnsanın kanını kaynatan ritmlerden, insanı bambaşka dünyaya götüren melodilerin bambaşka bir tadı olduğunu düşünürüz hep. Günümüzün mekanik seslerine göre bir sıcaklık vardır müzikte. Bu sıcaklık bu samimiyetin bir bölümünü tüplere borçluyuz. Bu dönemlerde kullanılan bir çok kayıt aracı tüplerle donatılmıştı ve müzik bu yüzden sıcacıktı.

Günümüzde hala tüplerden bahsediyor olmamızın sebebi işte budur; sıcaklık. Bu durumu ilk önce Japonlar çözüyorlar. Aslında bu biraz zorunluluktan oluşuyor. İkinci Dünya Savaşının ardından Japonya öyle bir enkaz haline geliyor ki, insanlar yeni bir şeyler yapabilmek için eskileri dağıtmak zorunda kalır. Müzik dinlemek isteyen meraklılar, eski radyoları dağıtıp bunlarla kendilerine yeni cihazlar üretir. Zaman içerisinde Japonya gelişip bir teknoloji devi haline geldiğinde tüm dünyadan meraklılar Japonların yokluk döneminde yaptığı cihazların çok güzel çaldığını keşfediyorlar ve tüpler yeniden yükselmeye başlıyor.

İşin ilginç tarafı tüp üretimi günümüzde de devam ediyor. Bunun en önemli sebebi eski doğu bloğu ülkelerinde ve özellikle SSCB’de tüplerin askeri amaçla kullanılması. Bazı modern savaş uçaklarının radar ve haberleşme sistemlerinde mühendisler tüp kullanmaya devam ediyorlar. Hal böyle olunca fabrikalar 1940 veya 50’lerdeki halleriyle tüp üretmeye devam ediyor. Sadece bu değil, bugün dünyadaki önemli tüm gitaristler kullandıkları ekipmanda tüp kullanmaya devam ediyorlar. Bugün herkesin bildiği ve sevdiği meşhur “Hotel California” şarkısının gitar bölümlerindeki o eşsiz tınının tüplerin alamet-i farikası olan gitaristler hala tüplerle donatılmış ekipmanlar kullanıyorlar. Yani tüpler sessiz sedasız şekilde yaşamaya devam ediyor.

Bu sıcaklığı evlere getirmek isteyen birçok tasarımcı tüpleri kullanarak modern müzik dinleme cihazları geliştirmiş. Aslında buna bir geliştirme demek çok doğru olmayabilir, günümüzde evlerimizde birer süs gibi duran o tasarım harikası lambalı radyoların teknolojisini kullanarak birçok ürün tasarlıyorlar. Hatta bunlara 1940’ların teknolojisi ile üretilmiş tasarımlarında modern dokunuşlar ile günümüze uyarlanmış cihazlar dememiz mümkün.

İnsanı etkileyen o müthiş sıcaklık  günümüzde bambaşka tatlarda müzik dinlemek isteyen meraklıların beğenilerine sunulmuş durumda. Çok ekonomik fiyatlardan iyi bir spor otomobil fiyatına kadar sayısız seçenek mevcut. Eğer bir gün bir yerlerde bir vakum tüplü amplifikatör veya bilindik ismiyle lambalı amfi

dinlerseniz hatta eski bir lambalı radyonun sesini duyarsanız mutlaka vakit ayırıp bir kulak kabartın. Yüz yılı aşan eski bir teknolojinin günümüz teknolojine karşı nasıl ayakta durduğunu ve insanı hala nasıl mutlu ettiğine kendiniz şahit olun. Çok şaşıracağınıza eminim ….

 

Hakan Cezayirli

info (at) stereomecmuasi.com***

www.stereomecmuasi.com

 

0 Shares:
Bir yanıt yazın
You May Also Like
Devamını oku...

MAGAZİN

Azerin’i Keşfettim!… Geçenlerde tesadüfen youtube’da gezinirken TRT AVAZ’da “Çırpınırdı Karadeniz” şarkısını gönül tellerini titrete titrete okuyan Azerin adında…