Meme küçültme ameliyatları son yıllarda en sık yapılan ameliyatlar arasına girmiştir. Meme boyutlarının küçültülmesi hem fiziksel hem psikolojik nedenlerden dolayı istenebilmektedir. Ağır, sarkan memeler boyun ve sırt ağrısına neden olduğu gibi sütyen kayışlarının yaptığı basınca bağlı omuz üzerinde ağrı olabilmektedir. Yine memelerde aşırı büyüme özellikle yaz aylarında meme altında terleme, pişik ve yaralara neden olabilmektedir. Bu problem kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilmektedir. Dolayısıyla meme küçültme ameliyatı sadece estetik değil aynı zamanda fonksiyonel bir ameliyattır.
Memede aşırı büyüme genetik faktörlere bağlı olabileceği gibi hormonal değişiklikler ve bazı hastalıklara bağlı olarak da gelişebilmektedir. Genetik faktöre bağlı meme büyümesini daha çok genç yaşlarda görüyoruz. Genç hastalarda büyük göğüsler kişide sosyal ve psikolojik problemlere de yol açar. Dolayısıyla bu problemin erken tespiti ve çözümü gerekir. Hormonal etkiler ile meme aşırı büyümesini daha çok doğum yapmış ve çocuk emzirmiş hastalarda görüyoruz. Bu hastalarda doğum sonrasında emzirme ile meme büyümesi olur ve bu durum daha sonrasında gerilemez. Sırt, bel, boyun ve omuz ağrılarına yol açar. Meme küçültme ameliyatı ile bu problemlerin çoğunun önüne geçilebilir. Bununla beraber belli bir boyutun üzerindeki memesi olan ve bundan rahatsızlık duyan herkesin bu ameliyatı olabileceğini de belirtmek gerekir.
Ameliyat öncesi hastalarımızdan sık duyduğumuz sorulardan biri “Meme küçültme ameliyatı sonrasında süt verilebilir mi?” oluyor. Aslında ameliyat sonrasında emzirebilme tamamen ameliyat tekniği ile ilişkili bir durumdur. Bu durumda iki teknikten bahsedebiliriz. Göğüs ucunu memeden ayırmadan yapılan küçültmelerde ameliyat sonrasında hasta emzirebilir. Ancak bazı durumlarda göğüs çok aşırı büyük oluyor. Bu durumda meme ucunu memeden ayırmadan küçültme işlemi yapılamaz. Meme ucu memeden ayrılarak yapılan küçültmelerde hasta emziremez. Hasta doktora başvurduğunda bu durum yapılan ölçüm ile detaylı bir şekilde hasta ile konuşulur ve buna göre uygulanacak tekniğe karar verilir.
Gene sık duyduğumuz bir diğer soru da “Meme küçültme ameliyatı sonrasında çok iz kalır mı?” Ameliyat sonrası kalan izler ameliyatın tekniğine, hastada yara iyileşme özelliklerine, gelişen komplikasyonlara bağlı olarak değişebilmektedir. Yapılan tekniğe bağlı olarak en sık ters T şeklinde iz kalmaktadır. Bu iz meme ucundan meme alt kıvrımına doğru dik iner ve meme alt kıvrımında yatay şekilde uzanır. Bunun dışında vertikal teknik ile yapılan meme küçültme tekniğinde meme ucundan meme alt kıvrımına doğru dik şekilde tek bir iz kalmaktadır. Bunun dışında bazı hastalarımızda kalan izler deriden kabarık olabilmektedir. Bu durumda kalan nihai iz bir miktar daha fazla olur.
Ameliyat kaç saat sürer? Hastanede kaç gün yatılır?
Hasta ameliyat öncesinde doktoru ile görüşür ve operasyon ile ilgili detaylı bilgi verilir. Ameliyat genel anestezi altında yapıldığında ameliyat öncesi hazırlıklar yapılır. Ameliyat öncesinde hasta ayaktayken memelerde yapılacak küçültme tekniğine uygun detaylı çizimler yapılır. Bu işlem 20 dakika civarında sürer. Ameliyat yaklaşık 2-3 saatte sonuçlanır. Ameliyat sonunda göğüslerde biriken kanı dışarı alan drenler yerleştirilir. Bu drenlere dolan kan az ise ameliyat sonrası birinci gün drenler çekilir ve hasta taburcu edilir. Drenlere dolan kan miktarı fazla ise hasta birkaç gün daha yatırılabiliyor.
Göğüs küçültme ameliyatı sonrasında hastalar çok şiddetli ağrılar çekmezler. Ameliyat sonrasında en çok önem verdiğimiz şeylerden bir sıkı bir sütyen kullanımıdır. Yeni şekillendirilmiş meme dokusunu göğüs bölgesine astığımızdan iyileşme süreci boyunca yerinde tutacak sütyen kullanımı çok önemlidir. Hastaların en az 1,5 ay sıkı sütyen kullanmalarını öneriyoruz. Bunun dışında 3 aya kadar çok ağır şeyler kaldırmalarını istemiyoruz. Ağır kaldırıldığında göğüslerde ağrı ve sertlikler gelişebilmektedir. Tüm bunlara bağlı olarak hastaların 10-15 gün içinde normal hayatlarına dönebildiklerini söyleyebiliriz.
Meme küçültme ameliyatı sonrasında en sık gelişen komplikasyon meme ucunun kaybıdır. Bu durum hem doktor hem de hasta açısından can sıkıcı olabilmektedir. Bilimsel olarak her 100 hastanın 5 ila 7’sinde ne yazık ki bu durum ile karşılaşılıyor. Meme ucu kaybı geliştiğinde öncelikle pansumanlar ile hasta takip edilip yaralar tamamen iyileştikten sonra tekrar meme ucu yapılır. Bunun dışında meme ucunda hissizlik, memede sertlik, kanama, enfeksiyon, yara iyileşme problemleri gelişebilmektedir.
Estetik kaygı taşımayan, bu ameliyata uygun hastalarda sigorta ameliyatı karşılayabiliyor. Bunun için hastanın göğsünün belli bir boyutun üzerinde olması, sırt, bel, omuz ve boyun ağrılarına neden olması, bu durumun yaşam kalitesini etkiliyor olması gerekir.