Başkan Kocaoğlu’ndan
Başbakan Yıldırım’a “hodri meydan!”
Başbakan Binali Yıldırım’ın kendisine ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik eleştirilerine yanıt veren Başkan Aziz Kocaoğlu, “Yine en garantili yerde, 1. sırada seçime giriyorsun. Gelip benimle yarışsana.. Tek dereceli, bir adamın seçildiği seçimde… 8 ay sonra yerel seçim var. 31 mart 2019’da.. Buyur kardeşim!” şeklinde konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, iki gündür İzmir’de çeşitli programlara katılan Başbakan Binali Yıldırım’ın iddialarına Beydağ’dan yanıt verdi. Akşam saatlerinde gittiği ilçenin meydanında kalabalık ve coşkulu bir topluluğa seslenen Başkan Kocaoğlu’na, Beydağ Belediye Başkanı Vasfi Şentürk ile CHP İlçe Başkanı Feridun Yılmazlar eşlik etti. Aziz Kocaoğlu, Beydağ’dan Başbakan’a “hodri meydan” dedi.
İzmir programları sırasında Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik ithamlarda bulunan Başbakan Binali Yıldırım’ın, kendisine karşı belediye başkanlığı seçimini büyük farkla kaybettikten sonra ‘ilk defa seçim kaybediyorum’ diye İzmir’e, Büyükşehir Belediyesi’ne ve Başkanı’na yanlış bakmaya başladığını kaydeden Kocaoğlu, “İlk defa seçim kaybetmek diye bir şey yok aslında. İlk defa seçim kazanamadın. Erzincan’da 1. sıraya koymuşlar, milletvekili olmuşsun. İstanbul’dan 1. sıraya koymuşlar. İzmir’den iki defa 1. sıraya koymuşlar, milletvekili olmuşsun. Şimdi yine 1 sıradasın. En garantili yerde.. Gelip benimle yarışsana.. Tek dereceli, bir adamın seçildiği seçimde… 2019’da, 8 ay sonra yerel seçim var. 31 mart 2019’da.. Buyur kardeşim!” şeklinde konuştu.
Dibi delik barajla 50 yıllık sorunu nasıl çözeceksiniz?
Başbakan ve bakanların her İzmir programında “Gördes Barajı ile İzmir’in 50 yıllık su sorununu çözdük” dediğini hatırlatan Büyükşehir Belediye Başkanı, bu konuda şunları söyledi:
“Millette yanlış bilgi vermeyelim. Gördes Barajı denilen barajda, bundan 35-40 sene önce, ne ben ne de AKP varken bir protokol imzalanmış. İzmir metropolünün suyunun karşılanması için.. Bu protokol çerçevesinde bize 58 milyon metreküp su verecekler. Bunun için bir hat yaptılar, Gördes Barajı’ndan Belkahve’ye kadar. Biz de arıtmasını yaptık. Ama Gördes Barajı su tutmuyor. Kapasitesi 450 milyon metreküp.. Ama en fazla 45 milyon, yani 10’da 1’i kadar su tutuyor. Onun da zaten 15 milyon metreküpü kullanılamıyor. Çünkü baraj delik. İki sene uğraştılar, deliği de kapatamadılar. Yani baraj var, suyu yok! ‘İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne su vermeseydik İzmir susuz kalacaktı’ diyorlar. Biz o sudan hiç almadık. Ama barajın parasını ödüyoruz. DSİ yapıp da bize bağışl amıyor. Bütün parasını bizden alıyor. Hattı yaptılar, pompası eksik. Hat su kaçırıyor. O yüzden Belkahve’de 70 küsur milyon liraya yaptığımız arıtmayı 1.5 yıldır deneyemedik. Müteahhit yalvarıyor, gelin şu arıtmayı teslim alın diye ama biz test edecek su bulamıyoruz. Çünkü Gördes’te su yok. Hani 50 yıllık su sorununu çözmüştünüz. Külliyen yanlış şeyler bunlar.”
İZBAN’la gurur duyuyorum
Başbakan’ın “İzban’ı biz ellemeseydik, enkaz orada duruyordu” sözlerine de yanıt veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, “Eğer bu enkazsa, sahibi TCDD’dir. Senin hattındı orası ve senin ayağa kaldırman lazımdı. Biz İZBAN için 1,5 milyar liralık alt geçit, üst geçit, tünel istasyon hepsini yaptık. Benim 1.5 milyar harcadığım yerde TCDD 50 milyon harcamadı. Ben İzban’la iftihar ediyorum. Sayın Başbakan’ın da iftihar etmesi gerekiyor. 300 bin civarında günlük yolcu taşıyoruz. TCDD bu hatta sinyalizasyonu yapsa ve banliyö trenlerini hattan çekse, 90 gün içinde yolcu sayısını 600-650 bine çıkartacağız. Taşıyamıyoruz yolcuyu, engelliyorlar. Bir sürü problem çıkarıyorlar. İZBAN’ı hangi şartlarda, hangi zorluklar altında kurduğumuzu çok iyi biliyorum. Bunları da emek li olduğumda oturup yazarım belki” diye konuştu.
Hakkımı helal etmem
Başbakan’ın İzmirli gazetecilerle buluşmasında söylediği “FETÖ Büyükşehir Belediyesi’ne operasyon yapmasaydı, İzmir’de 1. parti olurduk” şeklindeki sözlerine Başkan Aziz Kocaoğlu şu cevabı verdi:
“Önce ortaktılar, sonra bozuştular. Bize bugüne kadar pislik bulaşmadı. Çünkü yanlış adamla benim işim olmaz. Ben FETÖ diye birini bilmiyorum. Bilmek zorunda da değilim. Beni ilgilendirmiyor. Diyorlar ki, sen niye FETÖ’ye dava açmıyorsun. Kardeşim, benim başıma bu belayı polis, savcı, başsavcı, hakim açtı. Sen Başbakan olarak bana şunu söyleyebiliyor musun; ‘Bu polisler sahte, Türkiye Cumhuriyeti’nin polisi değil. Bu savcılar, hakimler sahte.. Türkiye Cumhuriyeti’nin değil!’ ABD’de oturan, kimin adamı olduğu dünya alemce bilinen adama ben dava açacağım. Sen devlet olarak getiremiyorsun. Ben birine dava açsam, Türkiye Cumhuriyeti’ne açacağım. Ama devletin tek bir kuruşunu bile tazminat olarak cebime koymam. 6 sene işkence çektirdiler bana ve personelime.. O yüzden hakk ımı helal etmiyorum.”
14 ay önce de söz vermiştin, ne oldu?
Başbakan Yıldırım’ın katı atık parasıyla ilgili olarak “Bunun yasal dayanağı yok, bu haraca girer. Dava açın, iptal edilsin” şeklindeki sözlerine de tepki gösteren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, “Sayın Başbakan 14 ay önce de İzmir’e gelip katı atık parası için ‘ben bunu kaldıracağım. Bu haksız’ demişti. Ne oldu, niye kaldıramadın? Katı atık vergisi, atık su parası diye bir şey yoktu. Bunları bu hükümet çıkarttı. Kanunen çıkarttığın vergiyi senin belediye başkanın tahsil etmek zorunda. Türkiye’nin her tarafında yasal olarak bu vergi alınıyor. Bir Başbakan bunu bile bile, sırf büyükşehir belediye başkanına söz söylemek için böyle der mi? Söylerse o adama inanılır mı? Söylerse o adama güvenilir mi? Arkasından gidilir mi? İptal edin o zaman. Biz almaya hevesli d eğiliz. Bunu CHP’liler alıyor da AKP’li belediyeler almıyor mu? Kanunen çıkartmışsın” şeklinde konuştu.
Heyelan bölgesinde sözde dönüşüm
Konuşmasında, ikinci çevre yolu ve Körfez geçişi projelerini sonuna kadar desteklediğinin altını da çizen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, Başbakan’ın Kadifekale örneğini göstererek “İzmir’de yerel yönetimler kentsel dönüşüm için köklü bir çözüm üzerinde çalışmıyor” sözlerine de yanıt verdi. Başkan Kocaoğlu, “Kadifekale’de 3 bin 500 civarında evi dönüştürdük. Hepsi biliyor bunu. TOKİ ile beraber yapacaktık. 1870 daire vereceklerdi bize.. Kamulaştırmayı da biz ödeyecektik. Protokol imzaladık. Sonra caydılar. Ortada kaldık. 1870 daireyi TOKİ’den satın aldık, millete söz verdik, projeye başladık diye.. Millete rezil olmamak için.. Bastık parayı aldık, dönüştürdük” dedi.
Yeni yaptıkları Fuar alanını geçtikten sonra, Üçkuyular’a giderken sağa bakıldığında tepelik boş bir alan olduğunu söyleyen Başkan Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Heyelan bölgesidir orası. İnşaat yapılamaz. Ama bunlar bir evi dönüştürmeden orada kat karşılığı bina veriyorlar. Zemini çürük olan yerde ‘kentsel dönüşüm yapıyoruz’ diye yaygara koparıyorlar. Sadece para, rant, hasılat paylaşımı.. Başka bir şey yok. Biz Uzundere, Örnekköy ve 7 ayrı bölgede, vatandaşla yüzde 100 anlaşarak, yerinde sağlıklı binalar yapıyoruz.. Adamın tek bir evi var. Oradan rant çıkmaz kardeşim. O evden ancak adamın ihtiyacını görecek şekilde hakkını hukuku korumak gerekir. Bizim yaptığımız işlerde belediyeye bir kuruş para kalmıyor. Ama onlar gerçek anlamda bir tane kentsel dönüşüm yapmadılar. Sulukule’yi perişan ettiler, adamları İstanbul’un dışına attılar. Fikirtepe diye bir şey yaptılar. Daha bir tane daire teslim edemediler. Bütün müteahhitler ka&ccedi l;tı. Çünkü yanlış başlayan iş doğru bitmiyor. Samimiyetle başlamayan, içinde adamımın işi, ahbabımın işi, oğlumun hakkı, kızımın hakkı, şu vakfın hakkı, bu vakfın hakkı, hani benim hakkım diye başlanan iş olmuyor kardeşim. Bitmiyor” dedi.
Ne oldu Çandarlı Limanı?
Yıldırım’ın “Alsancak Limanı’nın kruvaziyer olması ve konteyner limanının da Aliağa’ya taşınması gerektiği” şeklindeki açıklamalarını da eleştiren Başkan Aziz Kocaoğlu şöyle devam etti:
“İzmir, limanı sayesinde 8 bin 500 yıldır yaşıyor. Biz TCDD ile birlikte ÇED raporu aldık. Körfezi birlikte temizleyeceğiz, tarayacağız, Büyük gemiler gelecek limana.. İzmir ve ülke daha çok kazanacak. Sayın Başbakan niye böyle diyor biliyor musunuz? Petkim’i önce özelleştirdiler, sonra büyük bir liman yapma izni verdiler. Oraya yük lazım. Aralarındaki ilişki nedir bilmem. Devletin İzmir Limanı çalışmayacak, Petkim limanı çalışacak. Aliağa Nemrut körfezindeki bilmem ne limanı çalışacak, öyle mi? Çandarlı limanı yapılacaktı, dünya para harcandı. Bugün adı geçmiyor hiç. Ne oldu orası?”
Nerede bu 66 katrilyon lira?
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, kente hükümet tarafından yapılan yatırım miktarıyla ilgili söylemlere de şu yanıtı verdi:
“Geliyorlar, gidiyorlar. ‘İzmir’e şu kadar katrilyonluk yatırım yaptık’ diyorlar. Büyükşehir Belediye Başkanı ne derse desin, Büyükşehir’in muhasebesi vardır. Aynı şekilde Maliye Bakanlığı’nın da.. Devletin, milletin parasını harcıyoruz. Bizim yaptığımız yatırım belli.. 14 yılda 16 milyar liraya gidiyor. Hükümetin de 13-14 milyar lira civarında.. Bizden düşük.. Veysel Eroğlu geliyor, 74 milyar lira yatırım yaptık diyor. Başbakan gelmiş dün, 66 katrilyon lira demiş. Ya kardeşim, bu devletin hesabı, muhasebesi var. Hepsi orada yazıyor. Gizli saklı değil ki! 2011 yılında Sayın Binali Yıldırım İzmir’de ilk de aday olduğunda ‘35 İzmir, 35 proje’ açıkladı. Dün İzmir’de ‘Bunlardan 9 tanesini yaptım’ demiş. 7 yılda çoğu kayda alınmayacak 9 proje.. Peki kalan 26 tane proje nerede? Başlandı mı? İzm ir’e şöyle yatırım yapıyoruz, böyle yapıyoruz diyorsunuz. Ben sabah akşam dolaşıyorum kentte, bir yatırımlarını görmüyorum. Lafa geldi mi tamam!”
Buca metrosu için para değil imza istiyorum
Buca metrosunun projesini yapıp Ulaştırma Bakanlığı’na yolladıklarını ve bir yılı aşkın bir sürede onaylandığını hatırlatan Başkan Kocaoğlu, “Oysa hiçbir eksiği yok. Kalkınma Bakanlığı’na gitti bu kez. 8 aydır da orada bekliyor. Oradan Yüksek Planlama Kurulu’na gidecek. Başbakan ve 8 tane bakan imzalayacak. Kredi istemiyorum, para istemiyorum. Gitmişim dünyadaki güçlü finans çevrelerinden 2,5 milyar lira karşılığı krediyi de bulmuşum. Sadece izin alacağım, ihaleye çıkıp Buca’ya metro yapacağım. Ama o iznin ne zaman geleceği değil. İnşallah Muharrem İnce gelir de çözeriz bu işi..” şeklinde konuştu.