Tüm dünyada 360 milyon insan “işitme kaybı” ile yaşarken, 1 milyardan fazla insan da tekrarlayan şekilde yüksek sese maruz kaldıkları için işitme kaybı tehlikesi altındadır. Uzmanlar, gerekli tedbirlerin alınmadığı takdirde tüm dünyada işitme kaybıyla yaşayan insan sayısının; 2030 yılında 630 milyon, 2050 yılında da 900 milyona ulaşmasının beklendiğini belirtiyor.
Dünya Kulak ve İşitme Günü vesilesiyle açıklama yapan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Mustafa Tözün, Dr. Öğr. Üyesi Asya Babaoğlu ve Araş. Gör. Dr. Özhan Akyol, işitme kaybı artışının en önemli nedenlerinin nüfus artışı ve yaşlı nüfusun genele oranının artması olduğuna vurgu yaptı.
“Kalıcı zarardan dönüş yok.”
İKÇÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Tözün, işitme duyusuna bir kez kalıcı zarar verildiğinde asla eski sağlıklı haline geri dönemediğini belirtirken; çoğu insanın ciddi şekilde işitme kaybı yaşayana kadar hiçbir belirtiyi fark edemediğini söyledi.
Doç. Dr. Mustafa Tözün,” İşitme kaybıyla ilgili en fazla dikkat edilmesi gereken nedenlerin başında, iş, eğlence ortamlarındaki yüksek desibelli sesler, kulak enfeksiyonları ve kızamık, kabakulak gibi hastalıklar ile kulağa zararlı ilaçların kullanılması geliyor. Çocukluk çağı işitme kayıplarının yüzde 60’ı önlenebilir nedenlerden oluşmaktadır. Bu nedenlerin %31 i enfeksiyonlar, %17’si doğum ve buna bağlı komplikasyonlar, yüzde 4 ‘ü ise kulağa zarar veren (ototoksik) ilaçlardan oluşmaktadır.” dedi.
Kulaklık, cep telefonu kullanımına dikkat!
Özellikle gençler arasında gündelik yaşamın vazgeçilmezi haline gelen kulaklıkların da işitme kaybına sebebiyet verebileceğine dikkat çeken, Dr. Öğr. Üyesi Asya Babaoğlu, kulaklıkla müzik dinlerken sesin 70 desibeli aşılmaması gerektiğini söyledi. Cep telefonu kullanırken yüksek ses seviyesi uyarılarının dikkate alınmasının önemli olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Babaoğlu, “İşitme duyunuzu yüksek sese maruz kalma süresi de önemli şekilde etkilemektedir. Bu nedenle uzun süreli, yüksek sesle müzik dinlememeye dikkat ediniz. Yüksek sesle müzik dinlemek sadece işitme sorunlarına değil aynı zamanda yüksek tansiyon, uyku problemleri gibi sağlık sorunlarına da neden olmaktadır.” diye konuştu.
“Kulağımıza farketmeden zarar veriyoruz.”
Günlük hayatımızda dikkat etmediğimiz ses şiddetlerinin kulağımıza zarar verebileceğini örneklerle aktaran Dr. Öğr. Üyesi Asya Babaoğlu, “Dünya Sağlık Örgütü 24 saat maruz kaldığımızda işitmemize zarar vermeyen ses seviyesini 70 desibel (dB) olarak tespit etmiştir. İnsanın duyabileceği en düşük seviyeli ses 0 dB, nefes alıp verme 10 dB, yağmur sesi 50 dB, normal konuşma 60 dB, telefon çevir sesi 80dB, kulağa doğru bağırma 110 dB, gök gürültüsü 120 dB’dir. “dedi.
Mesleğe göre koruyucu kulaklık, tıkaç önerisi
Gürültünün zararlı etkileri zamanla birikebileceğini kaydeden Araş. Gör. Dr. Özhan Akyol ise yapılması gerekenleri özetledi: ”İşitme kaybını önlemek için bulunduğumuz ortamda mümkün olduğunca yüksek seslere maruz kalmamaya çalışınız. Eğer yüksek seslere maruz kalıyorsanız kulak koruyucu kulaklıklar ya da gürültü engelleyici tıkaçları kullanabilirsiniz. Kulağımızda ağrı, duymada azalma gibi enfeksiyon bulguları varsa mutlaka doktora başvurmalısınız. İşitmeniz ile ilgili herhangi bir sorun olmasa bile düzenli olarak işitme testi kontrollerinizi yaptırınız. İşitme duyusuna verilen hasarlar geri dönüşümsüz olduğu için bunların önlenmesi büyük önem taşımaktadır. Ülkemizde bu nedenlerin önlenmesiyle ilgili; enfeksiyonlar için aşılama çalışmaları, doğumla ilgili komplikayonlara bağlı aile hekimi takipleri ve her yenidoğan bebeğe işitme taraması yapılmaktadır. “