Dikkatli kullanmadığımız bilişim olanakları bizlere fayda yerine zarar verebilir!
Bilişimin hayatımızın her alanına, işlerimizden ilişkilerimize kadar girdiğini artık bilmeyen kalmadı. Özellikle büyük şehirlerde yaşayanların sabah kalktığında akıllı telefonuna bakması ile başlayan süreç, gün içinde bolca e-posta denetleme, facebookta vakit geçirme, haberleri okuma, o çok acil olan dosyayı ilgiliye gönderme ve gece geç saatlere kadar ilginç tweetleri okuyarak devam ediyor. Bütün bunların hayatımızı kolaylaştırdığı ve paylaşılan bilgiyi artırdığı kesin, ancak her güzel şey gibi bu da yanında bazı maliyetlerle geliyor. Bilişim alışkanlıklarımızdan hangileri bizleri ileri götürmek yerine yerimizde saymamızı ya da geriye gitmemizi sağlıyor?
Benim tespitlerim şöyle:
1- Hiçbir zaman aramayacağınız ve sizi de aramayacak olan insanların telefon numaralarını tutmak.
Telefon rehberinizde 3 bin kişi var. Kaçını sürekli arıyorsunuz? Kaçını bazen arıyorsunuz? Kaçını hiç aramıyorsunuz ve onların da sizi arama ihtimali olmuyor.
Araştırmalar telefon rehberimizdeki kişilerin sadece %5′i ile bir şekilde bağlantıda olduğumuzu söylüyor. Rehberimde dursun ne olacak demek yerine bu tür bilgilerin bir şekilde zihninizde de yer ettiğini unutmayın.
2- Sizi sinirlendiren ve rahatsız olmanızı sağlayan mesajları geriye doğru gidererek tekrar okumak…
Artık iletişimin önemli bir kısmı yazılı olarak yapılıyor. Bu da yazdığımız şeylerin tarihini görebilmemizi sağlıyor. Geçen sene facebooktan doğum gününü kutladığınız arkadaşınız, tekrar kutlamaya kalktığınızda bir baktınız o sizinkini kutlamamış hatta size cevap bile vermemiş. Bu basit ayrıntı bile gününüzün bir kısmını problemli geçirmenizi sağlayabilir. Hatırlamanız gereken bir görüşme ya da telefon dışında bu tür şeyleri geriye dönük incelememek daha verimli olacaktır.
3- Size satış hakkında bir sürü e-posta gönderen sitelere üye olmak.
Sadece merak ettiğinizden ya da belki buradan güzel bir fırsat gelir bunu da kaçırmayım diyerek üye olduğunuz o sitelerden size sürekli e-postalar geliyor. Siz de sürekli olarak telefonunuza bakıyorsunuz. Dikkatiniz dağılıyor. Bir dahaki e-posta geldiğinde eğer sizinle çok alakası yoksa durmayın hemen üyelikten ayrılın.
4- Çok daha az özellik işinizi görürken teknolojik cihazların her zaman en güncelini almak.
Yine araştırmalara göre aldığımız akıllı cihazların özelliklerinin sadece %25′ini kullanıyoruz. Almışken bu da olsun, bu da varmış yaklaşımı hem maddi hem de manevi olarak geriye götürebilir. Bir cihaz alacağınız zaman sizin için en önemli şeyin ne olduğunu iyi düşünün. Fotoğraf çekmekse sadece bu konuda gelişmiş bir cihaz alabilirsiniz. E-posta almak ve onları cevaplamaksa daha basit bir cihaz ihtiyacınız olabilir.
5- Aslında birkaç dakika harcayarak toparlayacağınız işlerinizi her sabah bir kafede toparlamaya çalışmak.
Büyük şehirlerde ofis artık hepimizin yanında olmaya başladı. Bir kafeye oturup ücretsiz İnternet bağlantısı ile e-postalarınızı kontrol edebilir, teklif yazabilir, yazılarınızı düzenleyebilirsiniz. Bu tür bir şeyin zararı yok. Hem yer değiştirmiş oluyorsunuz hem de belki de bu şekilde daha kolay odaklanıyorsunuz (bu yazıyı ben de bir kafede yazıyorum). Ancak günlük planlamanızı sürekli olarak bu şekilde yapmanız sizi geriye götürecektir. Bunu her gün bir alışkanlık haline getirdiğinizde size onlarca saat ve yüzlerce TL’ye mal olacaktır.
6- Sosyal medyada kişilerin iş, ilişki durumu güncellemelerini sürekli olarak kontrol etmek…
O pek hazzetmediğiniz arkadaşınız çok güzel biri ile evlenmiş. Okulda sizden çok daha az başarılı olan sınıf arkadaşınız iş yerine yükselme almış. Siz yoğun çalışırken her yerde gezen ve sizden çok daha fazla kazandığını düşündüğünüz arkadaşlarınız her yerden fotoğraflar paylaşıyor. Sosyal medyaya bu şekilde baktığınızda bütün dünya size karşıymış gibi gözükebilir. Sosyal medyada olduğunuz saatleri belli zamanlar ile sınırlandırmalısınız. Ayrıca sürekli olarak arkadaşlarınızın ne yaptığına ayrıntılı bir şekilde bakmak gün içinde verimliliğinizi çok düşürebilir.
7- Bir iş sırasında ya da herhangi bir deneyimi yaşarken aşırı paylaşım yapmak…
Bir arkadaşım gittiği bir konferans için 357 fotoğraf paylaşmıştı. Her fotoğraf için 1 dakika harcasa o konferans hiç yaşanmamış gibi olacaktır. Kendisine gittiği konferansta neler öğrendiğini sorduğumda başlığı dışında sağlıklı bir cevap veremedi. Sürekli olarak paylaşım yapmak zorunda değilsiniz. Araba kullanırken gelen mesaja sonra cevap verebilir, vapurdaki o güzel manzarayı fotoğraf çekip paylaşmadan da izleyebilirsiniz. Bırakın gittiğiniz tatil, yaptığınız o güzel kahvaltı sizde daha çok deneyimleri ile kalsın. Sürekli olarak paylaşım yapma isteği hem sizin diğer insanlarla olan iletişiminizi olumsuz yönde etkileyecek hem de bazı durumlarda size zarar verebilecektir.
Taylan Demirkaya
İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Görevlisi
Embryonix Şirket Direktörü