Baharın gelmesi ile alınan kilolar gibi yüzümüzdeki kırışıklıklar ve yüzümüzün görüntüsü daha çok önemsenmeye başlar. Bizde bu sayımızda yüzümüzün en önemli bölgelerinden biri olan göz çevresi estetiğini anlatmak istedik.
Gözler yüzün odak noktasıdır ve estetik açıdan en önemli noktalardan biridir. Göz kapaklarımızın derisi vücudumuzdaki en ince deri yapısına sahiptir. Dolayısıyla bu bölge yaşlanma ile sarkmanın gelişmesine en duyarlı bölgedir. Yaşın ilerlemesi ile göz çevresinde bir takım değişiklikler meydana gelir. Üst göz kapaklarında ciltte sarkma ve gevşeme olurken, alt göz kapaklarında torbalanma, kırışıklıklar meydana gelir. Yorgun, mutsuz, uykusuz yüz ifadesi ortaya çıkar. Tüm bunların sonucu olarakta kişi olduğundan daha yaşlı görünür. Göz kapağı estetiğinde amaç doğal görüntü ve şekilleri bozmadan göz çevresindeki sarkmaları, torbalanmaları gidererek kişiye daha genç bir görüntü kazandırmaktadır.
Göz kapağı estetik girişimleri temel olarak cerrahi dışı yöntemler ve cerrahi yöntemler olarak ayrılabilir. Hangi yöntemin seçileceği kişinin ihtiyacına, beklentilerine ve var olan problemlere göre belirlenir.
Cerrahi dışı yöntemler en sık dolgu ve botoks yöntemlerini içerir. Dolgular genellikle alt göz kapağı aşağısında gelişen olukları ve çökmeleri gidermek amacıyla kullanılır. Bu amaçla hyaluronik asitten oluşan sentetik dolgular veya kendi vücudumuzdan alınan yağ dokusu kullanılır. Hyaluronik asit normalde vücudumuzda var olan bir moleküldür. Hyaluronik asit enjeksiyonu ile göz kapağı alt bölgesindeki çöküntüler giderilerek daha iyi bir görünüm elde edilir. Ancak bu tür dolguların en önemli dezavantajı sonucun kalıcı olmaması 6 ay ile bir yıl arasında etkilerinin son bulmasıdır. Yağ enjeksiyonu yönteminde enjeksiyon için kullanılacak yağlar karın veya kalça bölgesinden alınır. Hyaluronik asit enjeksiyonuna göre kalıcılığı daha yüksektir. Ancak bu yöntemin en önemli dezavantajı gerekli yağın alınması için ek cerrahi girişimin gerekmesidir.
Botoks Clostridium Botulinum adlı bakteriden elde edilen bir nörotoksindir. Temel etki mekanizması kasların felç edilmesidir. En yoğun kullanım alanlarından biri göz çevresi çizgilenmelerin giderilmesidir. En sık gözün hemen dış tarafında kaz ayağı denilen bölge kırışıklıklarının giderilmesinde kullanılır. Kırışıkların giderilmesi ile daha genç bir yüz ifadesi ortaya çıkar. Etkisi genellikle 4-6 ay kadar sürer. Sonrasında tekrar enjeksiyon gerektirir. Ara verilmeden yapılan 2 yıllık botoks enjeksiyonlarından sonra etki süresinin daha da uzadığını belirten çalışmalar mevcuttur.
Üst göz kapağına yönelik yapılan cerrahi girişimde üst göz kapağında sarkmış olan cilt, cilt atındaki kas dokusu ve fıtıklaşan yağ dokusu çıkarılır. Kesi izi üst göz kapağı cildindeki çizgiye denk getirilerek kalacak olan iz en aza indirilir. Üst göz kapağı cildi çok ince olduğundan ameliyat izi çok az kalır ve çoğu zaman fark edilmez. Alt göz kapağı estetiğinde ise kesi hemen kirpik diplerinden yapılır. Böylece ameliyat izi görünmez. Alt göz kapağı cerrahisinde torbalanmaya neden olan yağ dokusu ya çıkarılır ya da yeniden düzenlenerek torbalanma giderilir. Yağ dokusu yeniden düzenlenirken alt göz kapağının alt kısmındaki çöküntü giderilir. Böylece daha genç bir görünüm elde edilir.
Göz kapağı estetiğinde hangi tür anestezi uygulanır?
Yanlızca üst göz kapağına yönelik cerrahi işlem gerekiyorsa lokal anestezi ile bu işlem gerçekleştirilebilir. Bununla beraber hem üst hem de alt göz kapağına yönelik işlemler lokal anestezi altında yapılabilse de uygulamalarımızda genel anesteziyi tercih ediyoruz. Bunun hem hasta hem de cerrahın konforunu arttırdığını düşünüyorum.
Ameliyat süresi ne kadardır?
Üst göz kapaklarına yönelik işlem için 1 saat yeterli olurken her iki üst ve alt göz kapakları için ameliyat süresi 2,5-3 saattir.
Bu ameliyatlar SGK tarafından ödeniyor mu?
Görmeye engel olacak kadar üst göz kapağında sarkma olan hastalarda sağlık kurulu tarafından belgelenerek SGK kapsamında ameliyat yapılabilmektedir. Bunun dışındaki hastalar ameliyatları ücretlidir.
Ameliyattan sonra dikkat edilmesi gereken durumlar nelerdir?
Ameliyat sonrasındaki ilk iki gün boyunca göz kapaklarında şişlik, kızarıklık ve morluklar olur. Bu dönemde gözde sulanma ve ışığa hassasiyet gelişebilir. Şişlik ve kızarıklıklar kişisel faktörlere bağlı olmakla beraber genellikle bir hafta 10 gün içinde geçer. Dikişler birinci haftanın sonunda alınır. Ancak ödemlerin tamamen geçmesi birkaç ayı bulabilir.
Ameliyat sonrasında gelişebilen problemler nelerdir?
Üst göz kapağı ile ilgili en sık gelişen problemler ya çok fazla cilt çıkarılmasına ya da az cilt çıkarılmasına bağlı olarak gelişir. Daha az cilt çıkarılması durumda tekrar ameliyat ile geri kalan cilt fazlası alınabilmektedir. Ancak fazla cilt çıkarılması gözün tam kapanmamasına neden olabilir. Bu durum farklı ameliyat teknikleri ile düzeltilebilse de tedavisi zor bir problemdir. Alt göz kapağında ise fazla cilt çıkarılması veya uygun olmayan yöntemler ile yapılan operasyonlarda göz kapağında aşağıya doğru çekintiler gelişebilir. Bunun dışında her cerrahi girişimde gelişebilen enfeksiyon, kanama ve yara iyileşmesi ile ilgili problemler göz kapağı cerrahisi içinde geçerlidir.