Türkiye’de en sık yapılan estetik operasyonlarına başında rinoplasti geliyor. Bunun nedenini ırksal özelliklerimiz nedeniyle ortaya çıkan burun şekil bozuklukları ve kıkırdak eğriliklerine bağlı nefes alma bozuklukları oluşturuyor. Sık yapılan bu operasyon birçok soru ve kaygıyı da beraberinde getiriyor. Bu sayımızda rinoplasti hakkında merak edilenleri ve bilinmesi gerekenleri anlatmak istedim.
Rinoplasti terimi yunanca burun anlamına gelen rhinis ve yapılandırmak anlamına gelen plassein sözcüklerinden gelmektedir. Rinoplasti ile ilgili ilginç tarihi kayıtlar bulunmaktadır. Tarihsel olarak Hint kültüründe burun, saygı ve onuru temsil etmiştir. Dolayısıyla burnun kesilmesi verilen en büyük cezalardan biridir ve M.Ö. 5. yüzyılda burnu kesik hastalara yapılan müdahaleler ile ilgili kayıtlara ulaşılmıştır. Ülkemizde ilk burun estetiği ameliyatları 70’li yıllarda yapılmıştır. Bu yıllarda çok pahalı olan bu ameliyat, genellikle Yeşilçam yıldızları ve dönemin sosyete camiasına yapılmıştır. Bu dönemde yapılan ameliyatların tek amacı küçük ve güzel bir burun elde etmekti. Yapılan ameliyatların sonucunda küçük burunlar elde edilse de ciddi nefes alma problemleri ve asimetriler oluşmaktaydı. 90’li yıllarda estetik cerrahların sayısının artmasına paralel olarak yapılan ameliyat sayılarında çok ciddi artışlar olmuştur. Sonraki yıllarda amaç sadece küçük bir burun elde etmekten ziyade daha doğal görünümlü, ameliyat yapıldığı fark edilmeyen, hastanın nefes almasını iyileştiren bir burun yapısı elde etmek olmuştur.
Rinoplasti ameliyatı öncesinde detaylı bir yüz analizi yapılır. Burun genişliği, burun ucunun konumu, burun sırtı, cilt yapısı gibi burnu oluşturan yapılar dikkate alınarak hangi bölgeye ne kadar ve nasıl müdahale edileceği planlanır. Bir diğer önemli nokta nefes alma problemlerine yönelik yapılan girişimdir. Bu amaçla ameliyat öncesi burundaki kıkırdak eğriliği, havayı nemlendiren yapılan olan konka denilen yapıların boyutu, yine nefes almada önemli bir yere sahip burun kıkırdakları arasındaki açılar dikkatle incelenir. Tüm bu analiz ve incelemeler yapılmadan yapılan bir burun ameliyatlarında ameliyat sonrası problemler ile karşılaşma ihtimali çok yüksektir.
Burun estetiği ilgili en sık sorulan soruları şu şekilde özetleyebiliriz.
Rinoplasti ameliyatının riskleri nelerdir?
Ameliyattan hemen sonra gelişebilecek sıkıntıların başında kanama ve enfeksiyonlar olsa da bu durumlar ile sık karşılaşmıyoruz. İyi planlama yapılmayan hastalarda uzun dönemde asimetriler, nefes almada zorluk gibi problemler gelişebilmektedir. Bu problemler yapılacak ikinci bir operasyon ile ortadan kaldırılabilir.
Burun ameliyatı sırasında ve sonrasında ağrı hisseder miyim?
Rinoplasti ameliyatlarının büyük çoğunluğu genel anestezi altında yapılır. Dolayısıyla hasta ameliyat sırasında hiçbir şekilde ağrı hissetmez. Ameliyat sonrasında hastalarımızın çoğu çok az veya hiç ağrı çekmezken az sayıdaki hastamız ağrı hissettiklerini belirtiyorlar. Dolayısıyla ameliyat sonrası hissedilen ağrının kişinin ağrı eşiği ile ilişkili olduğunu söyleyebiliriz.
Rinoplasti ameliyatı sırasında nefes alma problemim giderilebilir mi?
En sık sorulan soruların başında nefes alma problemi geliyor. Burun ameliyatı sırasında nefes almayı zorlaştıran tüm yapılara müdahale şansımız bulunmaktadır. Bu yapıların başında kıkırdak eğrilikleri, konka dediğimiz havayı nemlendiren yapıların büyümesi ve burun kıkırdakları arasındaki açılar gelmektedir. Tüm bu yapılara yapılan müdahaleler ile nefes alma problemlerini giderebiliyoruz. Sonuç olarak aynı seansta hem burun şeklini düzeltip hem de nefes alma zorluklarını düzeltebiliyoruz.
Bu ameliyat sonrasında burun üzerinde iz kalır mı?
Burun ameliyatları açık teknik ve kapalı teknik ile yapılabilir. Açık teknikte dışarıdan görülen iz sadece kolumella denilen burun ucundan aşağıya doğru uzanan deri kısmında olmaktadır. Ameliyat sonrası ilk birkaç ay iz belli olsa da sonraki aylarda kaybolmaktadır. Kapalı teknikte ise izler tamamen burun deliklerinin içine saklanır. Açık teknik ile yapılan ameliyatlarda burun içinde daha çok alana müdahale edebilme şansı mevcuttur. Dolayısıyla küçük problemlerin çözümü için kapalı teknik, daha fazla problem varlığında açık teknik ile ameliyatı tercih ediyoruz.
Ameliyat sonrasında takılan tamponların çıkması çok zor ve ağrılı oluyormuş. Doğru mu?
Bu soruda en sık karşılaştığım sorulardan biri. Ameliyat sorasında burun içinde tamponlar dışında ise atel kullanılmaktadır. Bezden yapılmış olan tamponlar burun içine doldurulur ve ameliyat sonrasında çıkarılır. Bez tamponların çıkarılma sırasındaki görüntüsü ve buruna kısmen yapışması hastaların çoğunu aşırı derecede rahatsız eder. Bu nedenle hastalarımın çoğunda silikon tampon kullanıyorum. Silikon tamponların en büyük avantajı burun içine yapışmaması yanında ameliyattan hemen sonrasında nefes almaya izin vermesidir. Bez tamponlarda hemen ameliyat sonrası nefes alabilmek mümkün değildir. Yine buruna dışarıdan uyguladığımız termoplast burun ateli ameliyat sonrası hasta konforunu önemli ölçüde arttırmaktadır.
Ameliyat sonrası hastanede kaç gün yatarım?
Rinoplasti ameliyat sürecini şu şekilde özetleyebiliriz. Hastanın ameliyat öncesinde gerekli anestezi hazırlığı yapılır. Ameliyat günü gelerek yatar ve ameliyat edilir. Hastanede bir gün yatırılır. Ertesi gün burun tampon ve ateli ile taburcu edilir. Ameliyattan 3-4 gün sonra burun tamponu ve ateli çıkarılarak burun bantlar ile desteklenir. Göz altı morlukları bir hafta ile 10 gün arasında geçer. Hasta normal yaşantısına da 10. günden itibaren dönebilir.