Hepimiz yaz aylarının çocuklar için eğlenceli bir zaman dilimi olmasını isteriz. Ancak kış aylarının soğuk algınlığı ve grip ile gelmesi gibi, yaz ayları da sonbaharın başlangıcına kadar devam edebilecek birkaç hastalığı beraberinde getirebilir. Adatıp İstanbul Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Figen Deniz, çocuklarda yaz mevsiminde en sık görülen ve bulaşıcılığı çok yüksek olan el, ayak, ağız hastalığı hakkında ailelere önemli bilgilendirmelerde bulundu.
Hava sıcaklığı değişimleri, çocukların park, bahçe gibi alanlarda diğer çocuklarla daha fazla bir arada olması, ortak havuz kullanımı, kreş-okul gibi kalabalık ortamlarda bulunma gibi faktörler sadece Covid 19’a değil, farklı bulaşıcı hastalıklara da davetiye çıkarabiliyor. Bu hastalıklardan biri de el, ayak, ağız hastalığı. Yaz ve sonbahar mevsiminde çocuklarda hastaneye en sık başvurma sebeplerinden olan bu hastalık özellikle 10 yaş altındaki çocuklarda sıklıkla görülüyor. Adatıp İstanbul Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Figen Deniz, çocuklar arasında hızla bulaşma özelliğine sahip el, ayak, ağız hastalığı hakkında önemli bilgilendirmelerde bulundu. Uzm. Dr. Figen Deniz; “El, ayak, ağız hastalığı, enterovirüslerden coxsacki virüsünün yol açtığı, yaz ve sonbahar mevsimlerinde salgın haline gelen bulaşıcı bir hastalıktır. Bu hastalık, 2 – 3 gün süren yüksek ateş ile başlar. Devamında ise ağız içinde ve yumuşak damakta aftöz lezyonlar belirir. Ateşin düşmeye başlaması ile döküntüler ağız çevresinde, el ve ayak tabanlarında, bez bölgesinde kırmızı döküntüler şeklinde kendini gösterir.” dedi.
“Hastalık genellikle ağır değildir, ancak çok bulaşıcıdır.”
El, ayak, ağız hastalığının başlaması ve bitmesinin genellikle ortalama bir haftalık süreci kapsadığını belirten Uzm. Dr. Figen Deniz, hastalık çok ağır seyretmese de bulaşıcılık oranının çok yüksek olduğunu belirtti. Dr. Figen Deniz; “El, ayak, ağız hastalığı genellikle yazın havuz mevsiminde başlar ve görülme sıklığı sonbahara kadar devam eder. Yazın havuz mevsiminde başlamasının sebebi ise virüs türünün bağırsak virüsü olmasıdır. Havuzda idrar ve gaita kaçırma nedeniyle mikrop yayılabilmekte, havuz sularının yutulması gibi sebeplerle çocuklar enfekte olabilmektedir. Enfekte olan çocuk ise damlacık yolu ile diğer çocuklara bulaştırır. İçeceklerin çocuklar arasında ortak tüketilmesi, oyuncak paylaşımı gibi faktörler de hastalığın yayılımını kolaylaştırmaktadır.” açıklamalarında bulundu.
Hastalıktan korunmanın en önemli yolu ‘temizlik’
El, ayak, ağız hastalığının kuluçka süresinin birkaç gün olduğunu belirten Uzm. Dr. Figen Deniz, hastalık için henüz geliştirilmiş bir aşı olmadığından ailelere, çocuklarını hastalıktan koruma konusunda büyük sorumluluk düştüğünü belirtiyor. Uzm. Dr. Figen Deniz; “Çocuğunuzu hastalıktan korumanın en önemli yolu temizlik ve çocuğunuzun diğer çocuklarla temasını azaltmaktır. Bunun için;
- Eller özellikle tuvalet kullanımı sonrası veya bez değiştirdikten sonra, yemek hazırlamadan veya yemekten önce mutlaka su ve sabunla yıkanmalıdır.
- Oyuncaklar da dahil olmak üzere kullanılan tüm malzemelerin hijyenine dikkat edilmelidir.
- Tabak, bardak, çatal, kaşık, havlu gibi eşyaların ortak kullanımından kaçınılmalıdır.
- Günübirlik havuz kullanımından kaçınılmalı, hijyen konusunda emin olunmayan havuzlara girmemeye özel gösterilmelidir.
- Çocuklara ellerini sık sık yıkama alışkanlığı kazandırılmalıdır. ” açıklamalarında bulundu.
“Bilinçsiz ilaç kullanımı hastalığın seyrini değiştirebilir”
Her sağlık sorununda olduğu gibi el, ayak ve ağız hastalığında da bilinçsiz ilaç kullanımının önemli yan etkileri olabileceğini belirten Uzm. Dr. Figen Deniz, hastalığın tedavi yöntemleri hakkında ise; “El, ayak ve ağız hastalığı, viral bir hastalık olduğu için antibiyotik vermeden semptomatik tedavi yapılır. Boğazdaki aftlar özellikle bebeklerde ağrı ve iştahsızlığa sebep olabilmektedir. Böyle durumlarda ağız içi aftlara yönelik ilaç verilir. Ciltteki döküntüler ise genellikle kaşıntılı değil batma şeklindedir. Bu batma hissi çocuklarda huzursuzluğa neden olduğundan tedavi edici cilt losyonları ile rahatsızlık hissi giderilmektedir.” şeklinde bilgilendirmelerde bulundu.