Villaya taşınmak iyi bir fikir olmayabilir!

Kentlerde, apartman dairelerinde yaşayanların birçoğu müstakil yaşamın özlemini çeker. Bu özlemin çok sayıda haklı sebebi vardır. Üst kattakilerin gürültüsü, sakinler arasındaki anlaşmazlıklar, ortak alanlardaki paylaşım sorunları, bir arada olmanın getirdiği sosyo-kültürel çatışmalar, mangal yasağı, evcil hayvan yasağı, yüksek sesle müzik dinleyememek gibi kısıtlayıcı kurallar ile doğaya yakın olma arzusu; müstakil bir yapıya olan özlemi artıran başlıca unsurlardandır. Ancak apartman yaşamına alışanların müstakil yaşama uyum sağlamaları birçok açıdan kolay değildir.
“Apartman dairesine o kadar para verecek olsam, müstakil bir evde otururum” diyenlerdenseniz ve daha önce müstakil evde oturmadıysanız bir kez daha düşünmelisiniz. Çünkü ödeyeceğiniz para kadar olmasa da yüklü bir masraf ile karşılaşacaksınız. Arsa payı ve imalat maliyetlerinden dolayı, çok katlı konutlara göre daha pahalı olan müstakiller, yerleştikten sonra da masraflarından dolayı cep yakmaya devam ediyor. Apartman dairelerinde paylaşılarak küçülen ortak giderler, müstakil konutlarda mal sahiplerine ağır bir yük olabiliyor. Bahçe bakımı, havuz bakımı, çevre aydınlatması, güvenlik, ısıtma, çatı, dış cephe ve dış tesisat bakımları çoğu zaman sanılandan fazla tutuyor. Bu masraf kalemlerinin dışında, evin ve bahçenin büyüklüğüne bağlı olarak gerekebilecek bir ya da birkaç yardımcının maliyeti de eklenebiliyor.
“Şöyle çoluk çocuk bir müstakile yerleşsek de rahat etsek” diyorsanız işiniz gene zor. Çünkü çocuklar, rahat etmek için gittiğiniz o müstakilden sıkılabilirler. Hatta belki de hiç gitmek istemeyebilirler. Büyük bir ihtimalle kent merkezinden uzak olacak olan eviniz, sosyal altyapı olanaklarına da uzak kalacağından çocuklarınızı, hatta belki eşinizi de mutlu etmeyebilir. Ayrıca doğal olarak komşularla olan mesafe artacağından eşiniz ve çocuklarınız kendilerini yalnız hissedebilirler. Eğer toplu ulaşım olanakları sınırlıysa, sizin, çocuklarınızın ve eşinizin arkadaşları sıkıntı çekebilir. Özellikle araç kullanamayan yaşlı dost ve akrabalarınızın gelip gitmesi sorun olabilir. Bakkal, kasap, market gibi günlük ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz yerlerden uzaksanız, stok yapmak zorunda kalabilirsiniz.

“Doğayla baş başa kalmak istiyorum” diyerek bir müstakile yerleştiyseniz doğanın sürprizlerine de hazırlıklı olmalısınız. Hava koşullarının etkileri müstakil bir evde daha fazla hissedilir. Rüzgâr, yağmur ve kar, çatı ve duvarlarınızın dışında bahçenize de zarar verebilir. Evinize girebilecek kuş, fare, kertenkele, kedi gibi canlıların dışında böceklerle karşılaşmaya da hazır olmalısınız. Özellikle sinekler sizi çok rahatsız edebilir. Uzun bir kent yaşamıyla, gürültüye ve hareketli tempoya alıştıysanız müstakil yaşama geçtiğinizde kendinizi bir boşluğa düşmüş gibi hissedebilirsiniz. Çünkü kentin gereksiz ve yapay uyaranlarından arınmış bir ortamda olacaksınız. O çok özlediğiniz sessizlik bile bir süre sonra size rahatsız edici gelebilir. Kentin ışıklarından arınmış, daha karanlık olan geceler sizi tedirgin edebilir. Belki de haklı olarak güvenlik konusunda daha kaygılı olabilirsiniz. Diğer yandan müstakil yapıların misafiri de bol olur. Eğer misafir ağırlamak sizi yoruyorsa bu, sizin için yanlış bir tercih olacaktır.
Müstakil yaşamın apartman yaşamına göre daha zahmetli ve masraflı olduğu kesin. Fakat gülü seven dikenine katlanır diyerek alışabilirseniz, apartman yaşamına göre çok daha mutlu olabilirsiniz. Çünkü orada kendinize, ailenize, dostlarınıza ve doğaya daha fazla zaman ayırabilirsiniz. Bahçenizde sportif faaliyetler için değişik, eğlenceli seçenekler oluşturabilir, gürültü, stres ve kirlilikten uzak kalarak sağlığınızı daha iyi koruyabilirsiniz. Ayrıca bu yaşam iş performansınızı daha da artıracaktır.

0 Shares:
Bir yanıt yazın
You May Also Like
Devamını oku...

Deniz taksi müjdesi!

Karşıyaka’da ‘deniz’ için buluştular Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Bozoğlu ve Genel…