Covid 19 hayatımıza girdikten sonra iş hayatımızın değiştiği gibi tatil anlayışımız da değişti. Artık daha az kişiyle temas kuracağımız kalabalık olmayan konaklama seçeneklerini tercih ediyoruz. Büyük otellerden butik otellere kayan ilgimiz şimdilerde tamamen kendimize ait alanlar tercih etmeye kadar ilerledi. Bu da gittiğimiz tatil beldelerinde modern apart sistemlerini tercih etmemize sebep oluyor. Bu durumda Apart sistemleri de kendilerini geliştirerek tiny House’lara dönüşüp küçük komün bir hayat vaat ediyor. Turistik yerlerde yatırımcılar artık arazi satın alıp prefabrik yapılar inşa ederek yeni nesil ev otelciliği sistemlerine yatırım yapıyorlar. Bunun en güzel tarafı arazinin nerede olduğunun pek bir önemi olmaması. Şehir hayatından sıkılan ve homeoffice çalışma düzeniyle evinden değişiklik arayanların tercihi olan bu sistemler yüksek kar marjları bırakıyorlar.
Bazı yatırımcılar komple binayı yeni nesil apart haline getiriyorlar. Böylece oldukça az personelle sistemi yönetebiliyorlar. Yurtdışında da airbnb sistemi çok fazla kullanıldığından, artık bizler de yurtdışına gittiğimizde airbnb sistemlerini kullanabiliyoruz.
Yeni Nesil Otelcilikte ön görülen hedefler neler?
Hotel Tech Report, 2020 yılının başlarında sektördeki önemli aktörlerin de katkıları ile yeni nesil otelcilikteki 100 yeni trendi gösteren en kapsamlı listeyi hazırladı. Raporda listelenen 100 yeni trend öncelikle 9 ana temada sınıflandırıldı. Yeni ve gelişen teknolojilerin yanı sıra iş gücü, çalışma kültüründeki değişimler, konuk tercihleri ve çevreye duyarlılığın da temel alındığı bu 9 ana tema şöyle sıralanmaktadır: Akıllı Odalar, Çevreci Olmak, Değişen İş Gücü, Alternatif Konaklama Yerleri, Teknoloji, Gezgin Tercihleri, Otel İşletmeciliği, Otel Tasarımı ve Küreselleşme.
Geleceğin oteli neye benzeyecek?
Mevcut eğilimlere dayanarak, daha az “standart” ve daha çok “orijinal” konseptler olabileceğini söylemek mümkün. Artık otel tasarım trendleri sanat, topluluk ve benzersizliğe odaklanıyor. Misafirler, konaklayacakları yerin karakterini yerel sanatla veya mimariyle yansıtan bir tasarımda olmasını istiyorlar.
Peki bu tasarımlarda trendler nelerdir?
Hiper-yerel yaklaşım: Ziyaret edilen bölgenin yerel odağından etkilenen konuklar, şehrin sanatçılarını veya kültürel temalarını birleştiren ve destinasyonun benzersiz karakterini yansıtan tasarımı tercih ederler. Bu tasarım anlayışı konukları mekanda zamansal bir yolculuğa çıkararak konaklama tecrübesini müze tecrübesiyle entegre eder. Doğa ile buluşan iç mekanlar: Doğada olmanın verdiği dinginlik hissinin tatillerde ihtiyacımız olduğunu hangimiz inkar edebilir? Geniş pencerelerle dış mekanı içine alan aydınlık odalar ve bitkilerle dolu lobiler, konukların kentsel bir ortamda bile doğa ile bağlantı kurma isteklerine hitap etmeye odaklıdır. Bu nedenle, doğa ile iç içe otel tasarımlarının, önümüzdeki dönemlerde de artış trendini devam ettireceği öngörülmektedir. Deneyim odaklı mekanlar: Oteller, lobi alanlarında birliktelik hissi uyandırmak için ortak kullanılan çalışma alanları, mutfaklar ve oyun odaları gibi ortak alanlar sunarak daha yaratıcı hale gelmektedir.
Bu yaklaşımın ve sosyal faaliyetlerin butik oteller gibi daha küçük bir topluluğa uyarlanmış hali çeşitli workshoplarla daha verimli sosyal faaliyetlere yönelmektir. Ekoloji dostu mekanlar: Çevre dostluğu ile bütünselleşen konaklama lokasyonlarının oluşturulması, her geçen gün çevreye olan duyarlılığın artması ile daha da önem kazanmaktadır. Kendi elektriğini üreten, atık su ihtiyacını yağmur suyu toplama sistemleri ile karşılayan mekanlar bunlara örnektir. Eklektik fonksiyonlar: Oteller, sadece uyumak için bir yer değil, yaşam alanı tecrübenizi benzersiz kılacak mobilyalar, renk düzenlemeleri ve göz alıcı sanat eserleri ile farklı bir yaşam tarzının mümkün olduğu fikrini aşılayan algı merkezleri olmaya başlıyor ve bu trendin önümüzdeki dönemlerde daha da yaygınlaşacağı düşünülüyor. Orman içine yerleştirilmiş kübik cam odalardan oluşan ve benzersiz bir gece manzarası sunan otelleri burada anabiliriz.
Yüksek sanat ve galeri deneyimleri: Bazı otel grupları, otellerine entegre sanat galerileri inşa etmeye başladılar. Bu tip otel örnekleri, halka sergileri yanı sıra kültürel ve sanatsal performansları ücretsiz bir şekilde sunmaktadır. Bir tema belirleyip mimarınızla bu tema üzerinde evinizi tasarlatarak Airbnb şartlarını yerine getirip vergi mükellefi olduktan sonra siz de ek kazanç sağlayabilirsiniz. Kullanmadığınız ya da nadir gittiğiniz bir dağ eviniz, yazlık evleriniz ya da şehir eviniz var ise bu şekilde değerlendirebilirsiniz. Sezon içinde daha işlevsel olması için mini havuzlar kullanabilirsiniz. Dar alanlar olacağı için ferah tasarımlar tercih etmelisiniz. Bir mimarla çalışmak dar alanları fonksiyonel hale
getirmek konusunda size yaratıcı çözümler sunabilir.
Kışın da kullanıma açabilmek için yaşam alanlarında cumba, jakuzi, şömine ya da döküm soba gibi eklentiler kullanırsanız hem konuklarınızın tecrübesinin kalitesini arttırırsınız hem de daha cazip hale getirerek kış sezonunu da kazanmış olursunuz. Hazır bu konuyu açmışken yeni yeni yaygınlaşmaya başlayan tinyhouseları da unutmayalım.
Yeni nesil otelcilikte Tinyhouse sistemleri:
Tiny House veya Türkçesiyle küçük evler genellikle boyutları 10 metrekare ile 30 metrekare arasında değişen, tekerlekli veya sabit olarak tasarlanan evlere verilen isimdir. Bir evden daha fazla anlam taşıyan tiny house, bir yaşam biçimi olarak kabul edilebilir. Tüm dünyada ilgi gören, küçük ancak daha kullanışlı bir yaşam alanı yaratmasıyla avantaj sağlayan küçük evler, farklı boyut ve şekillerde inşa edilebiliyor. Dünya kaynaklarının azalmasıyla beraber artan tüketimde israfı engelleme yaklaşımımızı kullanım alanlarımıza minimalizmin ferahlığı ile kazandırmamızı sağlıyor. Bu yaşam tarzını tatillerde kısa süreli
tecrübe etmek inanıyorum ki yaşam alanlarımızı küçültmek konusunda hepimizi bir süre sonra ikna edecektir.
TINY HOUSE
Türkiye’de de yaygınlaşmaya başlayan küçük ev akımı, ABD’de özellikle 2008 küresel ekonomik krizi döneminde insanların alternatif konut arayışlarının ortaya çıkmasıyla beraber batı ülkelerinde gelişmeye başlayarak bir sektör haline gelmeye başlamış. Alternatif bir yaşam arayanların tercihi olan bu akım sayesinde, zevkinize uygun küçük evi kolaylıkla satın alabilir, kendinize ait imarlı, imarsız arsa ya da bahçede yaşayabilirsiniz.
Hem ekonomik hem de çevreci bir seçenek olduğu için sürdürülebilir yaşamı teşvik etmekle birlikte deprem açısından düşünüldüğünde de güven veren tiny house, deprem kuşağında yer alan bir ülkede yer almamız sebebiyle bu akıma olan olan ilgiliyi zamanla daha çok arttırabilir.
Yine de tinyhouse sistemlerinin bizim kültürümüz içerisinde düzenli yaşamak için değil de tatil amaçlı kullanılacağını düşünüyorum. Ne de olsa misafir ağırlamaya verdiğimiz değerle anılan bir milletiz.
Sağlıklı günlerde mutlu tatiller ☺