Balıkçı kasabasında, bir sarayda sonsuz aşk…

Huri & Nuri Otel

Antalya’da otelcilik yıllarından sonra kendi sektörüne patron olarak dönmeye karar veren İmre Hölümen,  okuduğu bir kitaptan etkilenerek gelip Foça’ya yerleşmiş. Kolay kolay kimsenin cesaret edemediği turizm alanında bir değil, iki otel işleterek başarılı bir girişimcilik örneği sergiliyor.

Turizm hikâyeniz nasıl başladı?

Bodrum’da Muhasebe müdürlüğüyle başladım. Sonra Antalya’da işletme müdürlüğü ve genel müdürlükten sonra kendi işimin patronu olmaya karara verdim. Aslen Sökeliyim, ancak ailem İzmir’de yaşıyor. Çocuklarımın İzmir kültürüyle büyümelerini istedim ve İzmir’e dönüş yaptım. Ancak önce otelciliği nerede yapacağıma dair bir türlü karar veremedim. Urla, Alaçatı, ya da Foça tercihlerim arasında kaldı. Bu arada bir arkadaşım mutlaka okumam için bana bir kitap verdi.  “Güneş çalması, dünya varmış” bir kadının kitabı. Kitabın konusu ise, Handan ve Güneş adında iki arkadaş var. Ben o kitabı okuduktan sonra 2014 yılında Foça’ya geldim. Önce çocuklarla birkaç gün tatil yaptık, sonrasında, Urla’da tam bir otelle imzaları atmak üzere iken İzmir’deki evimi bulan emlakçının; “Foça’da çok güzel oteller buldum git bir gör” demesi üzerine atlayıp Foça’ya geldim. Burada bir emlakçı Kumsal Otel’i gösterdi. Panjurları kapalı, konumu çok güzel denize sıfır bir oteldi.  Foça resmen gel bana der gibi çağırdı. Kumsal Otel’i o gün kiraladım. Aradan 4-5 ay geçtikten sonra ikinci otel arayışları başladı.

Balıkçı kasabasında, bir sarayda sonsuz aşk…

Huri Nuri otel nasıl doğdu?

Kafamda hep Huri Nuri diye bir konsept vardı. Turizmde bir fark yaratmak gerektiğini düşündüm. Artık her yer otel ve pansiyon, sunulan hizmet de aynı. İkinci otelimin adını Huri Nuri koyma amacım, romantik otel denilince insanlar yanlış anlayabiliyorlar. Öyle bir şey olmalı ki insanlar hem aşkı düşünsün, hem de gülümsesin istedim. Biraz da gülücük yaratmak istedim aslında. İsim aklımda hazırdı ama buna uygun otel bulamıyordum.  Zaman içinde şimdi bulunduğumuz yer olan Âşıklar Caddesi’ndeki bu binayı buldum. Dört duvar bırakana kadar yıktım, döktüm yeni baştan yarattım. Tam istediğim gibi oldu. “Balıkçı kasabasında bir sarayda sonsuz aşk” sloganıyla çıktım. İstedim ki insanlar bir otel odası gibi hissetmesinler. Kendi evlerinde özel hissedecekleri bir ambiyans yaratalım. Bir anlamda kokoş bir otel, aynen sahibi gibi hem kokoş, hem de âşık diyebiliriz. Bir baktık ki Foça’da yaşayan ve Foçalı otelci olup çıkmışız.

Eşinizin ismi Nuri mi?

Bu kadar aşk diye diye eşimi de burada buldum. Eşim Nuri değil, ama herkes bize Huri hanım, Nuri bey diyor. Biz hiç bozmuyoruz. Eşim on bir yıldır Çin’de yaşayan bir Türk. Hala orada bir şirketi var. Bir arkadaşımın akrabası olur. Tesadüfen İzmir’e geliyor ve kalmak zorunda kalıyor ve arkadaşım “İmre Abla’da İzmir’de onun oteli var orada kalabilirsin” diye yönlendiriyor. Kendisi otelimize mart ayında geldi ve biz temmuz ayında evlendik, bir yıldır mutlu bir evliliğimiz var. Eşim Çin’de ürettiği tekstil aksesuarları, Kemeraltı’ndaki iş yerinde satıyor. Tabi bu arada bana da yardımcı oluyor.  Ama ağırlıklı olarak kendi işinde bulunuyor.

Patron olunca pas yok, ya gol ya gol…

Yöneticilik mi yoksa patron olmak mı keyifli?

Tabi ki yöneticilik derim. Çünkü patron olmanın sorumluluğu bazen yorucu gelmiyor değil. Arada bir pas atmak istiyorsunuz birine.  Yöneticiyken, işvereniniz var ve ona pas atabiliyorsunuz. Ondan pas gelince işi toparlayabiliyorsunuz. Ama patron olunca pas yok, hep sizde. Ya gol,  ya gol… Örneğin Huri Nuri benim çocuğum gibi, Kumsal Otel’den çok fazla emeğim var. Her şeyin en ince ayrıntısına kadar ben yaptım. Hiç bir yerde olmayan bir konsept yarattım ve mimarsız çalıştık. Mağazaları, seramikçileri dolaştım tek tek, inşaatın başında durdum. Bunun ötesinde olumlu geri dönüşlerden acayip etkileniyorum.

Bayanlara mesleğinizi önerebilir misiniz?

Erkek meslektaşlarımız alınmasın, ama bence bu işi bayanlar yapsın. Çünkü kapıdan giren herkesi evinize gelen misafir duygusuyla karşılarsanız mutlaka etkilenirler. Erkekler yapı gereği butik otel işletmede zorlanabilirler. Bayan bakış açısı farklı.  Bulundukları yerleri, nerede ne var ve nereleri gezecekleri konusunda yönlendirmede başarılı oluyor. Misafirlerin taleplerini görmek zorundasınız. Bir anlamda kendilerine rehberlik görevi de üstlenmiş oluyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

0 Shares:
Bir yanıt yazın
You May Also Like
Devamını oku...

Bir tavsiyem var

Doğa’da olmak, doğanın bir parçası olmak  manasına geliyor benim nezdimde. Şehrin karmaşasını, yılların yorgunluğunu, sıkışmışlık hallerimizi doğaya yaklaşarak…