Yaşımızın ilerlemesi ile beraber belirgin olarak yüzümüzde olmak üzere; boyun, dekolte ve ellerimizde ciltte kırışıklıklar, cilt altı dokularda sarkmalar ve hacim kayıpları meydana gelir. Genetik özelliklerimiz yanında, sigara içme, güneş maruziyeti bu tür yaşlanma belirtilerini daha da artırabilir. Günümüzde yaşlanma belirtilerini geriye çevirme veya yavaşlatma üzerine çok sayıda uygulama söz konusudur. Bunlar arasında lazer uygulamaları, ultrasonik sistemler, dolgular, botulinum toksin enjeksiyonları, mezoterapi uygulamaları gibi daha bir çok yöntem sayılabilir. Gençleşme amacıyla uygulanmaya başlayan kök hücre tedavileri de yeni uygulamalar arasında yer almaktadır. Bu sayımızda kök hücre uygulaması ile gençleşme konusuna yar verdik. Gençleşme ile ilgili günümüzün en çok merak edilen konulardan olan, kök hücre uygulaması ile gençleşme konusunu anlatmaya çalıştım.
Kök hücre tedavisi ile yüzde dolgunluk sağlamanın yanında kırışıklıklar ve izler giderilerek genç bir yüz ifadesi ortaya çıkarılır.
Kök hücre tedavisi ile yüzde dolgunluk sağlamanın yanında kırışıklıklar ve izler giderilerek genç bir yüz ifadesi ortaya çıkarılır. Yüz, dekolte ve el bölgesinde gençleşme amacıyla kullanılmaya başlanan kök hücre tedavileri hakkında en çok merak edilenler ve bilinmeyenler
Kök hücreler farklı hücre tiplerine dönüşebilme kapasitesine ve bölünebilme özelliklerine sahip hücrelerdir. Bu iki özellikleri çok önemlidir. Bölünebilme özelliklerinden dolayı kök hücreler vücudumuzdan alındıktan sonra laboratuvar ortamında aylarda çoğaltılabilirler. Kök hücreler aktarıldıkları bölgedeki dokulara dönüşebilme özelliğine sahiptirler. Bu nedenle oldukça yaygın bir kullanım alanına sahiptirler.
Kök hücreler ilk zamanlarda kemik iliği ve kandan elde edilebilirken 2002 yılında yapılan bir çalışmada yağ dokusunun kök hücreler açısından çok zengin olduğu tespit edilmiş ve bu dokudan kök hücreler elde edilmeye bağlanmıştır. Yine yapılan çalışmalarda bu kök hücre özelliklerinin kemik iliği kaynaklı kök hücrelerden farklı olmadığı, özellikle yağ dokusu olmak üzere kas, kemik ve kıkırdak dokularına dönüşebildiği gösterilmiştir. Bu durum plastik cerrahları yağ kökenli kök hücreleri elde etme ve estetik cerrahide yeni tedavi protokolleri oluşturmaya itmiştir.
Günümüzde kök hücreler liposuction yöntemi ile karın, basen veya vücudun herhangi bir bölgesinden alınan yağlardan elde edilmektir. Yağlar alındıktan sonra çeşitli, enzimatik ve mekanik işlemlerden geçirilerek kök hücreler elde edilmekte ve elde edilen kök hücreler gençleşme amacıyla kullanılmaktadır.
Kök hücre uygulama süreci nasıldır?
Kök hücre için öncelikle hastadan lokal anestezi altında veya genel anestezi altında 150-200 ml kadar yağ alınır. Alınan yağ çeşitli enzimatik yıkım ve santrifüj ile konstantrasyon işlemlerine tabi tutulduktan sonra 15-20 cc kök hücreden zengin sıvı elde edilir. Bu süreç yaklaşık 2 saatte tamamlanmış olur. Daha sonra elde edilen kök hücreler ya tek başına ya da hastadan alınmış olan yağ ile beraber istenilen bölgeye enjekte edilir.
Kök hücre uygulamasında üst dudakta ve dudak yan kenarındaki izler giderilebilir.
Kök hücre hangi bölgelere uygulanır?
Kök hücre uygulamasının en sık uygulandığı bölge yüz bölgesidir. Yüzümüzde kök hücre direk deri içine enjekte edilebilir. Bu durumda deride parlaklık, kollojen içeriğinde belirgin düzelme, sivilce izlerinin giderilmesi, deride kırışıklıkların giderilmesi sağlanmış olur. Yine yüz bölgesinde hacim kayıplarının giderilmesi amacıyla yağ enjeksiyonu ile beraber uygulanabilir. Yağ enjeksiyonları yüzümüzdeki hacim kayıplarının giderilmesinde en çok tercih edilen yöntemlerden biridir. Ancak burada en büyük sorunlardan biri yüz bölgesinde enjekte edilen yağın büyük bölümünün belli bir süre sonra erimesidir.
Kök hücre ile zenginleştirilmiş yağ enjeksiyonunda ise enjekte edilen yağın yarısından fazlası kalıcı hale gelmektedir. Göz çevresindeki kırışıklıkların giderilmesi kök hücre uygulamasının diğer bir kullanım alanıdır.
Saçlı deri uygulamaları diğer uygulama alanlarından biridir. Saçlı deriye uygulandığında var olan saçların kalınlık, dayanıklılık gibi temel özelliklerinin iyileşmesi yanında saç sıklığında artma izlenmektedir. Bu nedenle son yıllarda saç dökülmesi problemi olan hastalarda başarılı bir şekilde uygulanmaktadır.
Eller ve dokolte bölgesi uygulamaları yine başarılı bir şekilde yapılabilen alanlardır.
Kök hücrelerin aktarıldığı bölgede anormal bir gelişim, kontrolsüz büyüme olur mu?
Böyle bir şey son konusu değildir. Kök hücreler aktarıldıkları bölgedeki hücre tiplerine dönüşür. Dolayısıyla aktarıldıkları bölgedeki dokulardan farklı bir büyüme olmaz.
Allerjik reaksiyonlar olur mu?
Kök hücreler kendi vücudumuzdan alındığı için herhangi bir yan etkileri yoktur. Diğer dolgu uygulamalarında görülebilen alerjik yan etkiler kök hücre uygulamalarında görülmez.
Yüz uygulamalarında ifade değişir mi?
Esas olan yüz ifadesi değişmez. Ancak yüzümüzde gözaltı çukurlukları dolduğunda, yanaklar belirgin hale getirildiğinde, göz çevresi kırışıklıklar giderildiğinde daha genç bir yüz ifadesi elde edilmiş olur. Bunun dışında anormal bir yüz ifadesi oluşmaz.
Kök hücre uygulamaları hangi yaşta uygulanabilir?
Kök hücre uygulamasında herhangi bir yaş sınırı bulunmamaktadır. Kişi kök hücre uygulamasına karar verdiğinde hasta doktoru tarafından değerlendirilir. Yağ alma işlemi için herhangi bir kısıtlama söz konusu değil ise herkese bu uygulama yapılabilir.
Kök hücre uygulaması ile gözaltı kırışıklıklar giderilebilir.
Kök hücre uygulamasında etkiler ne zaman ortaya çıkar?
Etkilerin ortaya çıkması birinci aydan sonra gerçekleşir. Kök hücrelerin aktarıldıkları bölgedeki dokulara dönüşümü ile bu etki kalıcı hale gelir.
Kök hücre tedavisi ile dolgu işlemi arasında fark var mıdır?
Kök hücre tedavisi dolgu işlemine alternatif bir işlemdir. En büyük avantajı herhangi bir alerjik yan etkisinin bulunmaması ve etkisinin ömür boyu kalıcı olmasıdır. Dolgu işlemlerinde ise belli aralıklarda tekrarlamak gereklidir.
Kök hücre tedavisi ile cilt lekeleri düzelir mi?
Kök hücre tedavisinde tek başında cilt lekelerinin tedavisi mümkün değildir. Ancak diğer yardımcı yöntemler ile birlikte kombine tedaviler şekilde uygulanabilir.
