Önce sağlık olsun

Neslihan Kazanan

Bugüne kadar bana ayrılan bu sayfada sizler ile dekorasyona dair yazılar paylaştım. Ancak belirtmek isterim ki; ben iç mimar vb. bir mesleğe sahip değilim, sadece uzun yıllardır ev hanımı bir anne olarak dekorasyon ilgi alanım oldu. Ufak tefek dokunuşlar ile evimi güzelleştirmek hobim haline geldi. Tabi ki yaşayarak öğrendim, hata yapa yapa işin püf noktalarını keşfettim. Usta bulmak, satış noktalarını incelemek, fiyatları değerlendirmek sonucunda kendi çabam ile bir şeyler başarmak bana haz verdi…

Tabii bu işte en zararlı eşim oldu. Burdan ona sevgilerimi iletiyorum. Mesela beş yıl önce Karabağlar’dan bir ahşap atölyesinden satın alıp, altın varağa boyattığım salonumdaki aynanın üstüne yapıştırdığım profilleri, geçen yıl siyah boya ile fırça darbeleri yapıp siyahlaştırmıştım. Bugün ise
bulaşık süngeri ile onları gelişi güzel silerek daha farklı bir hale getirdim. İşte benim dekorasyon da yaptığım delilikler. Bunları ara ara sizlerlede paylaşıp yaşayarak öğrendiklerimi sizlere aktarmaya çalışıyorum. Burada yazma teklifi bana geldiğinde; “Bir faydası olursa ne mutlu bana” diyerek
Narlıdere Life Dergisi’ndeki serüvenime başlamıştım. O gün bu gündür dekorasyon tecrübelerimi aktarmaya devam ediyorum.

Covid19 bizi evlerimize hapis etti. Pandemi öncesi yaşadığımız sosyal hayatlarımızı bırakıp evlere dönmek bizi önce korkuttu sonra evlerimizi özlediğimizi fark ettik. Değer bildik, çoğu zaman ise şükür ettik. Ufak tefek değişiklikler ile evlerimizi daha yaşanır hale getirdik. Bir de yaşadığımız deprem paniği iyice yaşam korkularımızı arttırdı. Çok geçmiş olsun güzel İzmir’ime… Bir İzmirli olarak ben bu şiddette bir deprem yaşamamıştım. Yıkılan evleri, hasar gören binaları da görünce hemşehrililerimiz için kahrolduk, elimizden geleni yapmaya çalıştık. Zaten yorgun düştüğümüz pandemi süreci deprem ile bizi iyice panikletti. Bu yazımda yaşadığımız bu zorluklar içinde mutlu kalmayı, sahip olduklarımızın kıymetini bilmeyi anladığım kadarıyla anlatmak istedim.

Covid19 hayatımıza bir günde girdiğinde şaşkınlık içerisinde afalladık. Bir kahve içmek için bile kafelerde buluştuğumuz arkadaşlarımız ile buluşamaz hale geldik, face time konuşmaları, challenge falan derken sosyal hayatların bitmesi bunları da sonlandırdı. Çünkü zaten tüketim toplumunun kurbanlarıydık, sokak yaşantıları bitince dedikodular alışveriş muhabbetleri vs. bitti. Elimizde ailemiz, akrabalarımız ve gerçek dostlarımız kaldı. Çünkü aradığımda sesini duymak, iyi olduğunu bilmek bir şeye ihtiyacın var mı diye sormak, sorulmak bunlar bize güven verdi. Zor gününde yanında olmak istediğin, senin yanında olacak çekirdek insanlar ile geçirir olduk günlerimizi. Bu günlerde geçirdiğimiz doğum günleri, yıldönümleri, ailevi sorunlar dostlar ile paylaşıldı destek alındı akıl alındı. Duygusal anlamda bizi doyuran insanlara dayadık sırtımızı. Bu dostlardan ne kadar çok varsa o kadar şanslıyız. Gelin sokakta gezmekten her an her yere yetişmekten ihmal ettiğimiz ailemizi, akrabalarımızı, eski
okul arkadaşlarımızı, komşularımızı arayalım. Bizden hiçbir menfaati olmayan insanları, ihmal ettiğimiz dostlarımızı, bize darılan insanları bulmaya çalışalım. Maneviyatın ne kadar değerli olduğunu tekrar hatırlayalım. Çünkü artık; “Kim nerede, ne yiyor, hangi kıyafeti giymiş, ruju ne renkmiş, takılar nerden” dönemi bitti. Tatlı bir söz, ufak bir hatırlanmanın aranıp sorulmanın değerini andık sanırım.

Bu yılın son ayına geldik, felaket tellallarını dinlemeyip; gelecek olan yeni yıl için umutlar biriktirelim, hayaller kuralım. Bundan kimseye zarar gelmez değil mi? Hayata pozitif bakmak elimizde. Umarım yeni yıl herkesin hayallerinin üstünde bir yıl olur. Dekorasyon konusuna dönersek; ben bu ara minik minik çiçeklere taktım. Evde ne kadar kap, çanak bulursam içine minnoş çiçekler yerleştiriyorum. Yaz bittiyse de evin içine bahar gelebilir. Marketlerde çok uygun fiyatlara alabileceğiniz, ya da online sipariş verebileceğiniz çiçekler, size yaşam sevinci versin, açan bir tohum hayata dair umudumuzu tazelesin. Telefonumuz, sevdiklerimizden alacağımız
güzel haberler için çalsın, kapımız komşudan gelen sıcak poğaça, kek için çalsın.

Çocuklar online da bugüne kadar kalk bilgisayarın başından diye kemkirdiğimiz çocuklarımıza, otur bilgisayarın başına diye nasihat etmeye başladık. Bu süreçte sürekli dışarda gezen, okuldan bitkin gelen, sokak yemekleri ile beslenen yavrularınıza; yapın bir makarna, alın göğsünüze öpün koklayın ,tanımaya fırsat bulamadığınız özelliklerini keşfedin . Komik anları onlarla paylaşın, yüzlerini güldürmeye çalışın, arada azarı da eksik etmeyin ! oda gerekli tabiki ama en çok şükredin sağlıklı mutlu yuvamızda isek çocuklar koynumuzda telefonda en az üç dostumuz var ise NE MUTLU BİZE!!!

Çiçek dikin, boya yapın, perde yıkayın yada kesin ,koltukların yerini değiştirin sehpayı kaldırın dolapları devşirin yeterki Sağlıkla kalın …

HERKESE MUTLU YILLAR DİLERİM
Sevgilerim ile
Neslihan Kazanan

0 Shares:
Bir yanıt yazın
You May Also Like