Osteoartrit

Bu yazımda sizlere kedi ve köpeklerimizde çok yaygın şekilde rastladığımız Osteoartrit hastalığından bahsetmek istiyorum. Osteoartrit kelimesi, üç ayrı kelimenin birleşmesi ile oluşmuş bir terimdir. Yunanca osteo yani “kemiksel, kemikle ilgili, kemikten”, arthro yani “eklem” ve itis yani “enflamasyon” (iltihap) sözcüklerinden türemiştir.

Osteo artrit eklemlerde dejenerasyona sebep olan ciddi bir hastalıktır. Halk dilinde kireçleme olarak da bilinen hastalığın daha geniş tanımı ise “Dejeneratif Eklem Hastalığı”dır. Biraz daha fazla detay verecek olursak: Osteoartrit eklemdeki inflamasyon sonucu eklemlerde önemli bir tampon görevi olan eklem kıkırdağının hasar alması, eklemi kayganlaştıran synovial sıvının miktarının azalması ile seyreden ve sonuçta eklemde ciddi bir bozulma sonuçlanan bir hastalıktır. En belirgin semptomu şiddetli eklem ağrısıdır.

Tedavi edilmeyen Osteoartrit vakalarında zamanla kedi ya da köpeğinizin hareketlerinde azalma, iştahsızlık, keyifsizlik gibi semptomlar gelişecektir.

Eklemler vücüdün harket mekanizmasının en önemli elemanlarıdır. Herhangi biri ya da bir kaçında meydana gelen hasar ve yıpranmalar hastanın günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler. Eklem hastalıklarının en belirgin özelliği “domino taşı etkisi”dir. Bir eklemde meydana gelen ufak bir problem göz ardı edilirse daha büyük bir probleme doğru gelişir ve birbirini izleyen bu hasarlar sonucu yaygın bir artrit tablosu karşımıza çıkar. Genellikle, osteoartritin altında yatan belirli bir sebep vardır ki bu duruma ikincil osteoartrit veya sekonder osteoartrit denilir. Eğer osteoartrite yol açan herhangi bir temel sebep saptanamıyorsa, duruma birincil osteoartrit veya primer osteoartrit denir. İkincil Osteoartrit için konuşacak olursak: Örneğin diz kapağı çıkığı olan bir hastamızın bu rahatsızlığını tedavi etmezsek dizin dengesiz kullanımı sonucu bir süre sonra ön çapraz bağın kopması çok olasıdır. Ön çapraz bağın kopması demek ise dizdeki denge ve stabilitenin ortadan kalkması demektir. Bu durumda kıkırdaklar fazla baskıya maruz kalarak yıpranacak, menisküs yırtıkları oluşacak, kendini onarmaya çalışan doku ağrıyı daha da artıran şekilsiz bir biçime dönüşecektir. Bu ağır tablo ise hastanın o ekleme bağlı uzuvlarını kullanamaması ile sonuçlanacaktır. Kullanılmayan bu uzva ait kas ve ligamentler ise kısa zamanda kısalarak zayıflayacaktır. Bu örneğin ışığında şunu söyleyebilirim ki: Herhangi bir eklemdeki, herhangi bir problem başladığı gün artık Osteoartrit başlamıştır ve tedavi edilmezse mutlaka ilerleyerek devam edecektir.

Osteoartrit tedavisinde, ortopedi hekimleri olarak biz öncelikle eklemdeki majör problemi teşhis edip ortadan kaldırmayı hedefleriz ve bunu mümkün olduğunca hızlı yaparak dejenerasyonun ilerlemesinin önüne geçmeyi isteriz. Eklemde biyomekanik bir aksaklık varsa bu tedavi genellikle cerrahi yöntemleri içerir. Öte yandan ilerlemiş olgularda ya da post operatif dönemde fizik tedavi, egzersiz programları, lazer terapi, hidroterapi, antienflamatuvar ilaç kullanımı ve eklem kıkırdağını ve sıvısını desteklemek amacıyla kolajenler, glukozaminler, yapay synovial sıvı enjeksiyonları seçeneklerini de tedavimize dahil ederiz. Eklem kıkırdaklarındaki bazı mikro kırık ve yırtıklar için artroskopi seçeneği de düşünülmesi gereken tedavilerden bir tanesidir.

Kedi ya da köpekler doğaları gereği hareketli ve aktif canlılardır ve pek çok ortopedik probleme karşı genetik olarak yatkındırlar. Herhangi bir oyun esnasında ya da yüksekten atlama gibi durumlarda eklemlerinde hasar meydana gelebilir. Ya da zaten halihazırda eklemde fark edilmeyen bir problem yapılan ters bir hareket sonucu belirgin hale gelebilir. Eklem problemlerinin en belirgin semptomu topallıktır. Böyle durumlarda yapmanız gereken ilk şey, zaman geçirmeden konunun uzmanı bir veteriner hekime başvurmak olacaktır. Yapılan muayene ve koyulan erken teşhis belki de dostunuzu bir dizi ameliyattan kurtaracak, daha sağlıklı ve ağzrısız bir hayat sürmesini sağlayacaktır.

Esenlikler dilerim.

0 Shares:
Bir yanıt yazın
You May Also Like