Kedi ve köpeklerin kısırlaştırılması, pek çok avantajı bilimsel olarak kanıtlanmış, dostunuzun sağlığı açısından faydası yadsınamaz bir girişimdir.
Buna rağmen yanlış bilgilendirmeler sonucu yanlış düşüncelere yönelen hayvan sahiplerine çok sık rastlamaktayız.
Köpekler, insanlardan 15 kat, kediler ise 45 kat daha fazla üreyebilme yeteneğine sahip canlılardır. Bu
durumda, sahip olduğunuz kısırlaştırılmamış kedi ya da köpekleriniz hızla çoğalacak, onlara sağlayabileceğiniz sağlıklı ve kaliteli bir yaşam şansı ise azalacaktır. Unutmamalıyız ki kedi ve köpeklerimiz, iyi şartlarda yaşayabilmek için insanlara ihtiyaç duyarlar. Bu şartların sağlanabilmesi ise üreme hızlarının önüne geçilebilmesi, yani kısırlaştırılmaları ile mümkündür.
Dişi kedi ve köpekler, genellikle en erken altı aylık olduklarında çiftleşebilir ve hamile kalabilirler. Dişi bir kedi, yılda dört kez kızgınlığa girebilir ve bu durum hem kedi hem de sahibi için oldukça rahatsız edici olabilir. Dişi köpekler ise yılda iki kez kızgınlık dönemi geçirirler. Dişi kedi ve köpekler işte bu kızgınlık dönemlerinde erkeğin dikkatini çekmek amacıyla kokular yayabilir ve eşleşmek için kaçmaya dahi çalışabilirler. Erkek sokak köpekleri, kızgınlıkta olan bir dişi ev köpeğinin bulunduğu bölgede kavga edebilir, iz bırakmak amacıyla evin kapısına-yakınına idrar yapabilirler. Gebe kaldıkları takdirde dişi kediler 2 ila 10, köpekler ise 2 ila 20 yavru doğurabilirler. Her bir bebeğe uygun sahiplerin bulunması ve anne de dâhil olmak üzere yeniden oluşabilecek gebeliklerin önüne geçilebilmesi için hepsinin kısırlaştırılması gerekecektir. Erkek kedi ve köpekler yaklaşık altı aylıkken eşleşebilirler. Dişiler gibi belirli kızgınlık dönemleri yoktur. Kızgınlıkta bir dişi olduğu sürece yılın her anı veya döneminde eşleşebilirler. Altı aylık dönemde ergenlik dönemine giren erkek kedi ve köpeklerde, hormonlara bağlı olarak hayat boyu sürebilen, alışkanlıklar hâline dahi gelebilecek bazı davranış problemlerinin başlangıcı sık görülmektedir. Yaşam alanlarını işaretlemek için, evin içine kötü kokulu idrar yapabilirler. Bazılarında ise aşırı baskın veya agresif davranışlar görülebilir. Kızgınlık dönemindeki bir dişi arayışı için evden kaçabilirler.
Diğer bir açıdan bakıldığında, kısırlaştırılmayan kedi ve köpekler cinsel dürtüleri sebebiyle birçok kazaya maruz kalabilirler. Kliniğimize trafik kazası veya camdan-balkondan düşme olayları ile gelen kedi ve köpeklerin yaklaşık yüzde seksenini kısırlaştırılmamış kedi ve köpekler oluşturmaktadır.
Özellikle ev dışı ortam ile irtibatı olan ve sokakta yaşayan kediler için şu söylenebilir ki kısırlaştırılmamış sokak kedilerinin ortalama ömrü iki yılın altındadır. Kısırlaştırılmayan erkek kediler daha asabidirler ve daha çok kavga ederler. Dolayısıyla ısırık yaraları ile bulaşan FIV gibi viral ve ölümcül hastalıklarla çok daha fazla karşılaşırlar.
Kısırlaştırılmamış birçok erkek ve dişi köpekte ise çiftleşme ve koklama yoluyla bulaşabilen TVT (Transmissible Veneral Tumor) olgusuna rastlıyoruz. TVT, dünya üzerinde bulaşıcı tek kanser türüdür ve tedavi edilmezse ölümcül olabilir.
Kedi ya da köpeğinizin bir kez doğum yaptıktan sonra kısırlaştırılmasını istiyor, bunun daha sağlıklı olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Bu yaygın bir yanlış düşüncedir. Çünkü, ilk kızgınlık döneminin öncesinde ve cinsel olgunluğa tam olarak erişmemiş kedi ve köpekler kısırtlaştırıldıklarında daha sağlıklı ve daha uzun yaşarlar. Ayrıca erken dönemde kısırlaştırılan erkek ve dişilerde ileride görülebilecek testis kanserleri ile rahim ve yumurtalık tümörlerinin oranında ciddi bir düşüş meydana gelir. Zamanında kısırlaştırılmış köpeklerin ortalama 1-3, kedilerin ise 2-5 yıl daha uzun yaşadıkları belirtilmektedir.
Kedi ya da köpeğinizi kısırlaştırırsak kilo alacaklarını düşünüyor olabilirsiniz. Bu da yaygın ve kısmen yanlış bir inanıştır. Kısırlaştırmanın vücut ağırlığına etkisi en fazla yüzde otuzdur, kilo alımı ise dengesiz beslenme ve eksik egzersiz sebebiyle gelişir. Kısırlaştırılmış kedi ve köpekler, özel beslenme yöntemleriyle beslendiklerinde ve yeterli egzersiz imkânı sağlandığında böyle bir problem yaşamayacaklardır.
Kısırlaştırma işlemi, kedi ya da köpeğinizin doğasına müdahaleden çok, uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmesi anlamına gelmektedir. Annelik ve babalık duyguları dişi kedi ve köpekler için geçicidir, erkekler için ise yok denebilir. Ayrıca bir kedi ya da köpeği eve alarak doğasına zaten müdahale ettiğimizi göz önünde bulundurduğumuzda, bu canlının en iyi şartlarda, sağlıklı ve uzun yaşamasını sağlamak da ona karşı en büyük görevimizdir.
Kısırlaştırtılmış dişiler, östrus belirtileri göstermeyecek, kokularıyla erkekleri uyarmayacak, onlarla çiftleşmeyecek ve menstürasyon kanamaları olmayacaktır. Bu durum birçok problemi ve kazayı da kendiliğinden ortadan kaldırmış olacaktır. Kısırlaştırılmış erkekler ise eğer erken dönemde kısırlaştırılmışlarsa, henüz dişinin östrus dönemindeki koku ve hareketlerine tepki vermeyi öğrenmemiş olduklarından, çevreyi idrarla işaretleme, sürekli miyavlama-havlama gibi hareketlerde bulunmayacaklardır.
Kedi ve köpeklerin kısırlaştırılması bir sefere mahsus ve sık yapılan operasyonlardandır.
Kedi ve köpeklerin kısırlaştırılması güvenli, bir sefere mahsus ve sık yapılan operasyonlardandır. Ancak bir, açık karın içi (abdominal) cerrahi şeklidir ve mutlaka steril şartlarda ve uzman cerrahlar tarafından yapılmalıdır. Maalesef her yıl birçok peritonit (karın zarı iltihabı), ameliyat sonrası fıtık ve ‘Ovarian Remnant Sendrom’ yani yumurtalık kalıntı sendromu vakası kliniğimize getirilmektedir. Unutmamak gerekir ki bu rutin operasyonun komplikasyonları da hayati hâl alabilmektedir. Operasyonu yaptıracağınız kliniğin bu konudaki uzmanlığına, fiziksel şartlarına ve konuya yaklaşımına dikkat etmeniz dostunuz için hayati önem taşımaktadır. Ameliyat prosedürlerine tam olarak uyulmaması, daha sonra ortaya çıkabilecek komplikasyonlar sebebiyle çok daha maliyetli ve hayati tehlikesi olan durumları doğurabilir.
Dişi kedi ve köpeklerin kısırlaştırılması operasyonuna “Ovariohysterectomy” adı verilir. Bu operasyon, yumurtalıklar, yumurta kanalı, rahim ve serviksin uzaklaştırılması anlamına gelir. Erkek kedi ve köpeklerin kısırlaştırılması operasyonuna “Orchidectomy” veya “Kastrasyon” adı verilir ve bu operasyonla testisler, epididimis ve sperm kanalları uzaklaştırılır.
Yukarıda anlatılan kısa bilgiler ışığında konu tekrar gözden geçirildiğinde, kısırlaştırmanın önemi net biçimde ortaya konulmaktadır. Eğer bir kedi ya da köpek sahibi iseniz ve dostunuzun sağlıklı ve uzun bir ömür sürmesini istiyorsanız, kısırlaştırma konusunu mutlaka değerlendirerek bu konuda veteriner hekiminizle irtibata geçmenizi öneririm.
Uzm. Veteriner Hekim
Ş. Tuğrul Kunt
Cerrahi, Ortopedi ve Travmotoloji
Uzmanı
Genel Yayın Yönetmeni/İmtiyaz Sahibi