Gökçe: “Sevgim büyüktür İzmir’e… Özgürlüğü, modern oluşu, tarihle iç içe oluşu ve bunu kaybetmeyişi, Kordon’u, Karşıyaka’sı medeniyetlerin kesişme noktası.”
Kıpır kıpır, hareketli parçalarıyla tanıdığımız Gökçe, müzik ve özel yaşamı ile ilgili sorularımızı Narlıdere Life için yanıtladı.
2007 ilk albüm diye düşünürsek, müzik sektöründe epey bir yılı geride bırakmışsınız. Kendi şarkılarını yapan bir kadın müzisyen olarak geçen yılları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Geriye dönüp baktığımda, geçen yılların çok verimli, üretken geçtiğini görüyorum. Şarkılarımın sevilmesi, listelerde yer alması, radyo ve TV’lerin çalması ile geniş bir kitlenin dikkatini çekip şu andaki konumumun oluşmasını sağladı. İlk günkü heyecanım ve çalışkanlığımla yola devam ediyorum. Benim için bir albüm bittiğinde ikincisinin çalışmaları devam ediyor.
Vurmalı sazlara olan ilginizin olduğunu bir süre de davul çaldığınızı biliyoruz. Devam ediyor musunuz?
Davul ile aramda organik bir bağ var. Ritim seviyorum. Hala evde kendi kendime çalışıyorum. Tamamıyla çalmayı bırakmış değilim. Az da olsa, beste yaparken bana yardımcı olan gitar ve piyano çalmayı biliyorum. Bir enstrüman çalmak, müziğe olan hakimiyetinizin daha da fazla olmasını sağlar. Dünyada çok az hem davul çalan hem de şarkı söyleyen kadın var.
Albümünüzün çıkış şarkısı olarak belirlenen “Armağan” geçtiğimiz günlerde radyo ve TV’lerde yayınlanmaya başladı. Geri dönüşler nasıl?
Çok güzel tepkiler alıyorum. Yeni olmasına rağmen bir hayli hızlı bir şekilde listelerde yükselmeye devam ediyor. Albüm çıkışlarım hep hareketli parçalarla oldu. İlk defa slow bir şarkı ile hayranlarımın karşısına çıkıyorum. Ardından temmuz ayında herkesin benden beklediği, hareketli, renkli, tam yaz ruhuna uygun bir şarkımın video klibini yayınlayacağım. Bu şarkıyı ilk duyduktan sonra, sabahları hep söyleyerek, mırıldanarak uyandım. Sakin ve ruhu dinlendiren bir şarkı olduğunu düşünüyorum. Söz ve müziği Barlas Erinç’e ait. Kendi yazdığım bir şarkı olmadığı için de objektif olabildim.
Ardı ardına yayınlanan hareketli yaz şarkılarından var mı albümünüz “Kırmızı Kurdele” de?
Evet hareketli, renkli, eğlenceli, yazın dokusuna da uygun şarkılar var.” Armağan” ile merhaba dedim. Hazır olun! Benden duymaya pek alışık olmadığınız slow bir şarkı geliyor. Bu parça ile bunu yıkmaya çalıştım. Bir sanatçı hep aynı kalıbın içinde olmamalı. Her zaman da eğlenceli şarkı yapamazsınız. İnsanız, duygularımız sürekli değişkenlik gösteriyor.
Albümün ilk klip çekimi “Marmaris’in doğal güzellikleri arasında, herhangi bir efekt kullanılmadan çekildi.” demişsiniz. Marmaris tercihinizi ne belirledi acaba?
Marmaris çocukluğumdan beri ailemle birlikte yaşadığımız, anılarımın bir kısmının yer aldığı, ikinci evim dediğim bir şehir. Eşimle de burada tanıştık. Artık İstanbul’a gelmeli gitmeli yaşıyoruz. Klibin bir bölümü evimde bir kısmı Marmaris Marina’da ve çevresinde çekildi. Bu şehirde istediğiniz zaman kaybolma özgürlüğünüz var.
Önceki albümünüzde davul çaldığınız, doğayla iç içe, çok canlı, hareketli bir klip çektiniz. Genellikle açık mekân mı seviyorsunuz kliplerinizde?
O şarkının ruhu bendeki hissi ve yönetmenin fikrine göre değişiyor. Çok stüdyo ve efekt sevmiyorum. Kliplerin daha doğal olması gerektiğini düşünüyorum. Şarkı ile yan yana yürümeli önüne geçmemeli.
Sahne ve kliplerinizde kullandığınız kostüm ve aksesuarlar dikkat çekici. Kendiniz mi karar veriyorsunuz?
Çoğunlukla kendim karar veriyorum ve buluyorum. Dönem dönem beraber çalıştığım modacılar oluyor. Onlarda bile benim tercihlerim söz konusu. Reklam sektöründe çalışmış olmanın getirdiği kreatif tarafım, klip ve fotoğraf çekimlerinde hep işe yarıyor.
Aşk hayatınız nasıl gidiyor?
Eşimle aramızdaki sevgi ilk gün ki gibi… Evlilikte 3. yılımızı da bitirdik. Kendisi diş hekimi, müzikle de yakından ilgili. Çok renkli ve eğlenceli, ruhlarımızı anladığımız bir dünyamız var.
Yemek yapmakla aranız nasıl?
Vakit oldukça mutfağa girer, güzel yemekler yaparım. Yıllarca tek başıma yaşadığım için kendi yemeğimi kendim yapmayı seviyorum. Masa kurmayı severim. Misafirlerim gelsin; yenilsin-içilsin bayılırım. Hemen hemen her türlü yemeği yapmasını bilirim.
Narlıdere Life bildiğiniz gibi bir İzmir dergisi. Sizin İzmir ile ilgili düşünceleriniz nelerdir? Sık geliyor musunuz?
İzmir’i severim. Özgürlüğü, sıcaklığı, modern oluşu… Tarih ile iç içe oluşu ve bunu kaybetmeyişi, Kordon’u, Karşıyaka’sı medeniyetlerin kesişme noktası. Sevgim büyüktür İzmir’e karşı. Ne kadar Marmaris ve İstanbul arasında gidip gelen bir yaşamım olsa da, İzmir’in hep özel bir şehir olarak hayatımda yeri bambaşka. Konser seyircisi de özeldir. Bütün şarkılara eşlik eder, eğlenir, sizinle bir bütün olurlar. Hep güzel anılarla dolu konserlerim.
Konser planlarınız arasında İzmir var mı?
Yeni bir turne bitirdik. Temmuz ayında yeniden konserlere başlıyoruz. İzmir’de konser vermek istediğim şehirler arasında. Şimdi plan – program yapıyoruz. En kısa sürede sosyal medya hesaplarım vasıtasıyla duyurulara başlayacağım.