“Urla büyüyor; bizim çocukluğumuzdaki Urla değil artık!”

Ahmet Birol Aydınhan: “Urla, bizim çocukluğumuzdaki Urla değil artık. Bizim de Esnaf ve Sanatkârlar Odası olarak esnaflarımızı artan göçe, yeni gelen misafirlerin beklentilerine, taleplerine karşılık verecek şekilde hazırlamamız gerekiyor.”

Urla Esnaf ve Sanatkârlar Odası, yakın süre önce yapılan başkanlık seçiminden Ahmet Birol Aydınhan’ın galibiyeti ile çıktı. Görevinin başına geçen başkan “yapacak çok işimiz, Urla için uygulanacak çok güzel projelerimiz var” diyor.

Son yılların popüler beldesi Urla ile ilgili genel olarak değerlendirmeniz nedir?

Urla ile ilgili altını çizmemiz gereken şey, “Urla nereye gidiyor?” sorusuna vereceğimiz cevaptır. Altını çizmemiz gereken şey bu olmalı. Urla çok büyüyor, bizim çocukluğumuzdaki Urla değil artık. Bizim de Esnaf Odası olarak esnaflarımızı artan göçe, yeni gelen misafirlerin beklentilerine, taleplerine karşılık verecek şekilde hazırlamamız gerekiyor. Bu gelişime sadece göç olarak bakmamız lazım; kültürel anlamda, eğitim anlamında, sosyal yaşam anlamında da değişime ayak uydurup, beklentilere cevap vermemiz gerekiyor. Örneğin; kadınların iş yaşamının içinde desteklenmesine önem vermemiz gerekiyor. Ben çocukluğumdan beri çarşının içindeyim, eskiden çarşıda kadın esnaf görmek mümkün değilken şimdi kadın kasap var, demirci var. Üyelerimizin yüzde 40’ın üzerinde kadın esnaf var.  Hem Urlalı olarak hem de Urla Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı olarak bu gelişimi destekleyecek adımlar atmamız lazım.

Belediyenin İskele ’de yaptığı çok güzel çalışmalar var. Mesela bir Tanju Okan Parkı muazzam bir yer olacak. Bu sene İskele’de bir kabuk değişimi var. Belediye ile ortak çalışmalarımız var; esnafımızla bölüm bölüm toplantılar yapmaya başladık. Geçtiğimiz günlerde Sanat Sokağı’nda bir toplantı gerçekleştirdik, gene bir tane Malgaça Pazarı’nda yaptık. Bu hafta içinde ana cadde girişinde bir toplantı yapmayı planlıyoruz. İlçemizin özgünlüğünü kaybetmeden gelişimi için elimizden ne geliyorsa yapacağız.

Yeni seçildiniz, yakın vadede projeleriniz vardır mutlaka.

Tabi var. Esnafımıza, içinde eğitim salonları olan bir bina hazırlığımız var. Bu yapı için önceden alınan bir arsamız var, projemizi çizdirdik birkaç küçük değişiklikten sonra hazır olacak. Belediyemiz de bu konuda çok büyük destek veriyor. Aramızda bir işbirliği protokolü yaparak yakın zamanda bu projeye başlayacağız.

Urla Esnaf ve Sanatkârlar Odasını diğer odalardan ayıran fark, tüm meslek gruplarını içinde barındırmasıdır. Biz kendi içimizde o meslek gruplarını ayırarak içlerinden birere temsilci seçmek kaydıyla, sorunlarını odaya yazılı olarak bildirmelerini sağlayacağız. Bize ulaşan problemin çözüm yolunu esnaflarımızla birlikte araştırarak ve ortak paydada buluşup sonuçlandırmak öncelikli hedeflerimizden.

Urla Esnaf ve Sanatkârlar Odası’nın kaç üyesi var?

1650’yi geçti. Oda kaydı olmayanları da tespit etmek için çalışmalarımız var. Vergi Dairesi Müdürü’müz ile bir görüşmemiz oldu, 20 Nisan’dan itibaren bizim tespit edeceğimiz bütün kaçak iş yerlerini saptayıp gereken işlemleri yapıp, kayıt altına alınmasını sağlayacağız.

Urla, Türkiye çapında mercek altında olan bir belde haline geldi.  Özellikle İstanbul’dan çok sayıda göç aldı. Aldığı bu göçü karşılayabilecek durumda mı peki Urla?

Değil ebette. Çünkü kışın 50 bin olan nüfusun, yazın 1 milyona çıktığını düşünürsek karşılanması mümkün olmaz. Kimsenin elinde sihirli değnek yok tatbikî. Ancak çarpık kentleşmeye engel olunabilir diye düşünüyorum. Altyapı konusunda da belediye ile ortak çalışmalarımız var, sağ olsun Sibel Uyar da bizi destekliyor. Burada hemfikir olduğumuz bir görüşümüz var, Urla kasabadır ve hep kasaba kalacak. Hiçbir zaman kent olmayacak. Kendi kültürünü kaybetmeden gelişmesini desteklemek hedefimiz olacak.

Önümüzdeki günlerde Enginar Festivali var. Hazırlıklarınız var mı festivalle ilgili?  

Festivalde yer alacak esnafımızın istekleri, talepleri var. O talepleri topladık belediyeye sunacağız. Karşılıklı konuşup neler yapabileceğimize bakacağız.

Geçen yıllara oranla, Urla’da açılan – kapanan işletme sayısı ne durumda?

Açılış oranında çok fazla bir artış var fakat aynı hızda da kapanış var. Devletin verdiği bazı destekler var biliyorsunuz. Bazı teşvikler ve krediler veriliyor bu da vatandaşımıza cazip geliyor. Ama geri ödeme kısmına bakacak olursanız, işte gerçek sıkıntı burada başlıyor. Geçen yıl alınan teşvik kredilerinin yüzde 70’i ödenmemiş mesela.

Devlet destekleri, teşvikler konusunda ne düşünüyorsunuz? Başarı oranı nedir?

Başarılı olanlar da var elbette ama bu oran yüzde 10’u geçmiyor ne yazık ki. Gene bu kişilere bakarsak ailesinde mutlaka bir esnaf vardır. Esnaflığı bilen, bu işin nasıl bir tahammül, nasıl bir iletişim dili gerektirdiğini bilen, direnç gösterebilen kişiler başarılı olabiliyor.

Urla’da açılıp – kapanan işletme sayısının çokluğu biraz da Enginar Festivali’nin algısı.

Son yıllarda Urla’da açılıp – kapanan işletme sayısının çokluğu biraz da Enginar Festivali’nin algısı. Festivalde burayı gelip geziyorlar sanki her daim bu kalabalık burada olacakmış gibi yanlış bir algıya düşüyorlar. Bunların yüzde 80’i gıda sektöründen… Çok sayıda kokoreççi, pideci, hamburgerci, dönerci açıldı. Kim değişik ve özgün bir ürün yaparsa, iddia ediyorum o ayakta kalacak.

İşçi arayanlarla iş arayanları buluşturmak gibi bir projeniz var, bundan bahsedebilir misiniz?

Evet şöyle ki; biz Esnaf ve Sanatkarlar Odası olarak web sitemizden, sosyal medyamızdan ve mesaj yoluyla işçi arayanların duyurusunu yapmak istedik. Bize ulaşan talepleri iletmek kaydıyla bu iki tarafı buluşturmayı hedefledik. Fakat ilginçtir, odaya çok sayıda eleman arayan talep iletilirken bunlara karşılık verecek eleman bulunamadı. Bu da şundan kaynaklanıyor; 25 yaşının altında olan herkes garson olarak çalışmak istiyor. Günlük 80 – 90 TL yevmiye ile çalışmak cazip geliyor geliyor gençlere. Fakat işçi bulma konusunda ciddi sıkıntı var diyebiliriz.

Siz oda başkanı olarak bir bakıma küçük esnafın sözcüsü durumundasınız, son zamanlarda sayıları hızla artan AVM’ler hakkında düşünceleriniz nedir? 

Bunu engelleme gibi bir durumumuz olamaz elbette. Ama ben her zaman şunu söylerim; siz bir markete gittiğinizde kasaya gelince, yüz kırk beş lira yirmi kuruş dendiğinde o yirmi kuruşu dahi vermek zorundasınız. Yirmi kuruşunuz çıkmasa aldığınız ürünün birini bırakmak zorundasınız. Ama tanıdığınız bir esnaftan yaptığınız alış verişte bu durumu yaşamazsınız. Ben bu samimiyeti seviyorum. Esnafın dayanışması, birbirinin yardımına koşması, cenazesine gitmesi çok değerli duygular. Bunlara her zamankinden daha çok ihtiyacımızın olduğunu düşünüyorum.

 

0 Shares:
Bir yanıt yazın
You May Also Like