Köy günlüğü

MİMARLIK

Köy günlüğü

Onurcan Çakır

(Dr. Mimar)

onurcancakir@gmail.com

Köyde etraf karanlık, saat oldukça geç. Dışarı çıkıp bahçedeki salıncağa yatıyorum. Hava serin ama üşütmüyor, yazın ilk günleri sayılır artık. Köpekler havlıyor uzakta. Bana göre hem sağ hem de sol taraftan gelen iki farklı köpek sesi var, sırayla havlıyorlar. Birinin havlaması bitince diğeri başlıyor. Belli ki bir çeşit iletişim.

Eski insanların yaşayışlarını düşünüyorum. Buna ne kadar düşünmek denirse tabii; çünkü aslında filmlerde eski insanların olduğu sahneleri gözümün önüne getiriyorum sanırım az çok. Kurtların uluduğu, insanların bir arada yemek yediği, çadırların olduğu bir sahne. Düşününce, hala bir arada yaşamaya devam ediyoruz insanlar olarak. Ama çadırlarda değil, daha sabit evlerde. Bunları hayal ederken, köpekler susuyor. Sonsuza kadar havlayacaklar sanmıştım. Ama her şey geçiyor. Her şey, bir şekilde bitiyor. Bazen yeniden başladığı da oluyor tabii. Ama hiçbir şey sonsuza kadar sürmüyor. İyi olan şeyler de, kötü olan şeyler de. Bunun farkında olmak beni hep rahatlatır. Bu aklıma gelenleri bir not edeyim diye düşünüyorum. Belki oturur bir yazıya başlarım.

Sonra aklıma Uzak Doğu felsefelerinden Taoculuğun başlıca öğretisi geliyor: “Wu wei”. Eylemsizlik, bir şey yapmamak gibi anlamları var. Le Guin bunu “Tao Te Ching” kitabı çevirisinde “yapmamayı yapmak” olarak anlatmış. Aslında Türkçe’de bence çok oturan bir karşılığı var; akışına bırakmak. Sonra, o zamanlar bu fikri paylaşmak için olsa bile, en azından insanlara oturup bunu anlatmak zorunda olduklarını düşünüyorum.

Bir iş yapıyorlar, ortaya ek bir anlatma işi çıkıyor. Kitaplar yazılıyor falan. Bu aslında Wu wei’ ye ters değil mi diye aklımdan geçiyor bir yandan. Bu durumu, kendi yapmak üzere olduğum şeyle özdeşleştiriyorum; ben de bu yazıyı yazmalı mıyım, yazmamalı mıyım? Mimarlıkla bir alakası kaldı mı bu düşündüklerimin? Emin olamıyorum.

0 Shares:
Bir yanıt yazın
You May Also Like
Devamını oku...

Bizim Picasso

Otizm teşhisi konulan 23 yaşındaki Mahsun, sanatın engel tanımadığının en güzel örneği. Kelimelerle değil resimle konuşuyor. İzmir Büyükşehir…