BATI POLİMER GENEL MÜDÜRÜ BERAT GÜZELEL: “YURT İÇİNDE GERİ DÖNÜŞÜM ORANIMIZI ARTIRMAZSAK, BU ALANDA DA İTHALATA BAĞIMLI HÂLE GELECEĞİZ. ÇÜNKÜ ÜRETİM YAPMAK İÇİN DAHA FAZLA GERİ DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ HAMMADDEYE İHTİYAÇ DUYACAĞIZ.”
“GERİ DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜ, YÜKSEK TEKNOLOJİNİN ARTARAK KULLANILDIĞI BİR SEKTÖR OLURKEN, ÜLKEMİZDE GERİ DÖNÜŞÜM DEYİNCE HÂLÂ SOKAKTA KAĞIT TOPLAYANLAR ANLAŞILIYOR.”
“2030 YILINDA TÜM DÜNYADA GERİ DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ PLASTİKLERİN TÜKETİMİ, TOPLAM PLASTİK TÜKETİMİNİN %30’UNA ULAŞACAK.”
Geri dönüşüm sektörü, tüm gelişmiş ülkelerin kamu gücü ile desteklediği ve üretimde zorunlu kullanım oranı giderek artan bir sektör haline geliyor. 2030 yılında geri dönüştürülmüş plastiklerin tüketiminin, toplam tüketimin %30’una ulaşması beklenirken, başta otomotiv olmak üzere yüksek üretim ve ihracat kabiliyetine sahip sektörlerde geri dönüştürülmüş plastiklerin kullanımında hızlı bir artış yaşanıyor. Türk plastik sektörünün en büyük hammadde tedarikçileri arasında yer Batı Polimer’in Genel Müdürü Berat Güzelel, bugün yıllık 370 milyon ton seviyesinde olan küresel plastik tüketiminin ancak yüzde 8’inin geri dönüştürüldüğüne dikkat çekerek, “Dünyanın doğal kaynakları hızla tükenirken, Döngüsel Ekonomi ilkeleri yakın gelecekte tüm ülkelerin ilk gündem maddesi olacak. Türkiye olarak biz de bu oyunun dışında kalamayız. Plastik başta olmak üzere tüm endüstriyel atıkların, üretimdeki katma değer zincirinin ilk halkası olduğu bir döneme giriyoruz.” dedi.
TÜRKİYE PLASTİK ATIK İTHALATINDA 6. SIRADA
Türkiye’nin dünyada en fazla hurda plastik ithalatı yapan ülkeler arasında altıncı sırada yer aldığını hatırlatan Güzelel, üretim süreçlerinde kullanılması zorunlu olan geri dönüştürülmüş plastik atıkların yurt içi kaynaklardan tedarik edilmesinin hayati önem taşıdığını vurguladı.
Aksi durumda, Türkiye’nin bu alanda da ithalata bağımlı olacağına dikkat çeken Berat Güzelel, şu değerlendirmeyi yaptı:
EN ÇOK TÜKETENLER İLE EN ÇOK GERİ DÖNÜŞTÜREN ÜLKELER AYNI
“Almanya ve Japonya başta olmak üzere dünyada en fazla hurda plastik ihracatı yapan ülkeler, aynı zamanda dünyanın en yüksek plastik tüketicisi olan ülkeleridir. Bu durum elbette tesadüf olamaz. Bu ülkeler plastikler kaynağında ayrıştırılarak geri dönüştürdükleri için, kendi ülkelerinin üretimlerinde bu ürünleri kullanıyor, fazlasını bizim gibi ülkelere ihraç ediyorlar. Yani plastiği hem üretirken, hem geri
dönüştürürken hem de ihtiyaç fazlasını Türkiye gibi ülkelere ihraç ederek kazanıyorlar. Biz ise basında ve sosyal medyada hâlâ ‘çöp ithal ediyoruz’ cümleleri okuyoruz. Ülke olarak bu konudaki bilgi eksikliğimiz maalesef yoğun bir dezenformasyon sürecini tetikliyor. 2021 sonu itibarıyla ğlastik üretiminde hurda plastiklerin, kullanım oranı sadece yüzde 8,24 seviyesinde. Bu oran yakın gelecekte katlanarak artmak zorunda.”
“GERİ DÖNÜŞÜM DEYİNCE HÂLÂ SOKAKTA KAĞIT TOPLAYANLAR ANLAŞILIYOR”
Geri dönüşüm sektörünün, yüksek teknolojinin artan oranda kullanıldığı bir sektör olduğunu vurgulayan Güzelel, Türkiye’de bu sektörün giderek güçlenen bir sanayi kolu olduğunun bilinmediğini kaydetti. Türkiye’deki 81 kentin sadece 14’ünde plastik geri dönüşüm tesisi bulunduğunu sözlerine ekleyen Güzelel, şöyle devam etti: “Ülkemizde başta plastik olmak üzere tüm endüstriyel ve evsel atıkların geri dönüşümünde alacak çok yolumuz var. Toplumumuz geri dönüşüm deyince hâlâ ve maalesef sokaklarda atık toplayan vatandaşlarımızı anlıyor. Oysa tüm dünyada geri dönüşüm, bilgi ve sermaye yoğun bir sektör olma yolunda hızla ilerliyor. Bugün orta segment bir otomobilde 300 ilâ 350 kg arasında plastik kullanılıyor ve bu plastiklerin yüzde 75’i geri dönüşebilir içerik taşıyor. Geri dönüştürülmüş ürünler otomotiv sektöründe yeniden plastik olarak kullanılıyor. Ülkemizde üretilen araçların AB ülkelerine ihraç edilebilmesi için her yıl giderek artan oranda geri dönüştürülmüş plastik kullanmaları gerekecek.”