“Bir enstrümanı iyi çalmak için ders alınması şart. Fakat en önemlisi, o enstrumana âşık olmak gerekir.”
Hüsnü Şenlendirici, 2000 yılında yaptığı ilk solo albümü “Bergama Gaydası” ile adını duyurdu.
Bu albümü Türkiye ’den sonra Traditional Crossroads tarafından tüm dünyada da dağıtıldı ve ardından yurt içi ve yurtdışı konserleri geldi. Klarnet deyince şüphesiz birçoğumuzun aklına ilk gelen isim olan Hüsnü Şenlendirici’ye klarnetiyle, İzmir’le ilgili merak ettiklerimizi sorduk.
Genç yaşta çeşitli yurt dışı projelerinde bulundunuz ve dünyayı dolaşıp tanınmış müzisyenlerle çaldınız. Bu başarıda aileden gelen bir avantaj var mı? Siz neye bağlıyorsunuz?
Aileden gelen avantaj küçümsenmeyecek kadar ortada zaten. Ama bu avantaja yaslanıp yerinde saymaktansa kendimi geliştirip işime duyduğum saygıyla her yeni projede insanlara yeni ve daha güzel işler sunabilmek için özveriyle çalışıyorum.
Klarnet dışında başka enstrüman çalıyor musunuz?
Birçok enstrüman çalıyorum ama trompetin yeri benim için ayrı. Çünkü rahmetli babam da çok değerli bir trompet icracısıydı.
Çocuklarınızın müzikle olan ilişkisi konusunda ne söyleyebilirsiniz? Onların müziği meslek olarak seçmeleri sizi mutlu eder mi?
Oğlum Ergün klarnet çalıyor. Kızım da piyanoya merak sardı bu aralar. Müzik benim ve tüm ailem için yaşam biçimidir. Çocuklarım müzikle ilgili bir meslek seçmezlerse zaten üzülürüm.
Bergama’ da çekilen bir filmde oynadınız. Oyunculukla ilgili teklif geldiğinde Bergama’nın memleketiniz olması etkili oldu mu?
Kesinlikle. Ben Bergama aşığı biriyim. Zaten film teklifini Bergama’nın tanıtımı olabileceği için kabul ettim.
Klarnet virtüözü olarak belli bir yere sahipken bir filmde oynama konusunda tereddüttünüz olmadı mı?
Daha önce Hülya Avşar’la bir dizi tecrübem olmuştu. Bu yüzden çokta çekinmeden, dediğim gibi Bergama için kabul ettim.
Özellikle “Harmandalı” parçasını çok duygulu ve çok güzel çalıyorsunuz. Hatta bu parçayı sizin gibi kimsenin çalamadığını düşünüyorum. Bunun sebebi nedir sizce? Ne düşünüyorsunuz bu parçayı çalarken?
Benim klarnetle ilk çaldığım eser Harmandalı’dır. Çalarken gözlerimi kapatıp ailemi ve çocukluğumu düşünüyorum.
Önemli caz sanatçılarına sahne ve albüm kayıtlarında eşlik ettiniz, yaptığınız müzikten ayrı olarak caz için ne söyleyebilirsiniz?
Caz müziği zencilerin acılarından yoğrularak doğan bir müziktir. Ben de Roman’larla zencileri bu yönden çok benzetirim. Caz müziğini sever ve dinlerim. Ama ben bir caz müzisyeni değilim, bir dünya müzisyeniyim. Caz festivallerine sık çağırılmam da sanırım bu yüzdendir.
Klarnet çalmak isteyenlere sizin bir tavsiyeniz olur mu? Başlamak için doğru yaş kaçtır?
Klarnet enstrümanını çalmak için belli bir yaş yoktur aslında. Çalmak isteyen kişinin ders alması ve klarnet metotlarını bitirmesi gereklidir. Fakat en önemlisi de, hangi enstrümanı çalmak istiyorlarsa ona aşık olmaları gerekir.
Müzikal anlamda hayaliniz nedir?
Bir gazetecinin, dergicinin hayali çalıştığı yayın organın da köşe yazarı , baş yazar olmaktır öyle değil mi?
İzmir desem? Egeli bir müzisyen olarak nasıl anlatırsınız bize İzmir’i?
İzmir’e geldiğim zaman kendimi daha güvende ve rahat hissediyorum evime gelmiş gibi oluyorum.
Ben İzmir’e âşık bir adamım hatta İzmir’e geldiğim zaman kendimi daha güvende ve rahat hissediyorum evime gelmiş gibi oluyorum.
Sık gelebiliyor musunuz İzmir’e?
Her ay birkaç kere konserler ve projeler için geliyorum. Keşke daha çok gelebilsem.
İzmirliler sizi burada daha çok görmek istiyorlar, memlekete yerleşme durumu söz konusu olabilir mi?
Ben kesinlikle bir gün Bergama’ya yerleşeceğim ama önce, müziğimi ve ülkemi dünyada temsil edeceğim daha çok alan yaratabildiğim İstanbul’da yaşamalıyım.
Özellikle sevdiğiniz Ege yemekleri var mı?
Yaprak sarma, çığırtma gibi bütün Ege yemeklerini severim.
Genel Yayın Yönetmeni/İmtiyaz Sahibi
