Narlıdere Life 8. sayı

Merhaba,

Hayatımızı önceliklerimiz yönetiyor; işimiz, ailemiz, akrabalarımız, dostlarımız, evimiz, arabamız, hobilerimiz, inançlarımız ve tüm sahip olduklarımız… Onlar için çalışır, zaman harcarız. Onları düşünür, onlar için kaygılanırız.Bir de bizimle doğrudan bağlantısı olmayan, çok fazla aklımıza gelmeyen, varlıklarından ve durumlarından

birinci derecede sorumlu olmadığımız kişiler var. Hastalıklar ve kazalar gibi başımıza gelmedikçe pek umursamadığımız durumlar yaşanmakta.

Aracımızı, evimizi ve sahip olduğumuz birçok şeyi sigortalayarak garanti altına alabiliyor ve geri getirebiliyoruz. Fakat kimsesiz kalmanın, uğranan bir felaketin, tedavisi zor bir hastalığın yaraları ancak başka insanların desteği ile sarılabiliyor. Bu tip durumların tek çaresi insandır. Öyleyse insan olmak, başlı başına bir sorumluluktur. Ben, sadece kendimden ve sahip olduklarından sorumluyum diyemeyiz.

Narlıdere Life olarak ilk sayımızdan bu yana sosyal sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalışıyoruz. Kamu yararı sağlayan konulara yer veriyoruz. Bu sayımızda da Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı’na (KORUNCUK) dikkat çekmek için bir sayfa ayırdık.

Dileğimiz ve amacımız, sahip olduklarımıza duyduğumuz sorumluluklar kadar, “insan” olmanın verdiği sorumlulukların da hatırlanmasıdır.

 

Sağlıcakla kalın.

Aşkın Yaka

 

 

Uzun ve sıcak günleri ile neredeyse yazı aratmayan Ekim’e veda edip sonbaharla kucaklaştık. Güz mevsiminin büyüsüne inananlardanım. Bu mevsim başka güzel… Yaşamımızdaki birçok şey için bir bakıma geçiş dönemidir sonbahar. Hava muhalefeti kışın geldiğini haber verir, günler kısalır; değişen saatlere ayak uydurmaya çalışırız, ani yağmurlara şemsiyesiz yakalanırız, hava sıcaklıklarındaki istikrarsızlıkla ortaya çıkan hastalıklarla savaşır vücudumuz. Belki de bu mevsimin sembolü, sararan yapraklarla birlikte doğada tepeden tırnağa yaşanır bu geçiş.

Yeni bir süreç var önümüzde, geriye saydığımız, İzmir’imiz için heyecanlı bir süreç… Bildiğiniz üzere bölgemizi yakından ilgilendiren EXPO 2020 oylamasına sayılı günler kaldı. Kazanan ülkeyi 30 Kasım 2013’te yapılacak (Uluslararası Sergiler Bürosu) BIE Genel Kurulu belirleyecek.

Bir liman şehri olan İzmir, bugün Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu modern Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük 3. şehridir. Uluslararası organizasyonlar kentidir; 1971 yılında Akdeniz Olimpiyatları’nı organize ederek ismini duyurmuştur. EXPO 2020 yolculuğunda önemli bir sınav olarak gördüğü, Universiade 2005 organizasyonundan büyük bir başarıyla çıkmıştır.

 

Daha birçok başarıyı hak eden İzmir için, oylamada el ele verelim. Çünkü Expo 2020 çok yakışacak kentimize.

Belkıs Ersan Yaka

 

0 Shares:
Bir yanıt yazın
You May Also Like
Devamını oku...
Yine aralık ayı geldi. En sevdiğim, yılın en heyecanlı, en renkli ayı. Alışveriş merkezleri, vitrinler, her yerde yeni…