Yasmin Yüce: “Başka yerde yaşayamam dediğim şehirdir İzmir”

İzmir ve doğup büyüdüğüm yer olan Karşıyaka benim için tek kelimeyle aşk. Başka yerde yaşayamam dediğim şehirdir İzmir.

Pop müzik dünyasına hızlı bir giriş yapan İzmirli Yasmin Yüce’nin ilk teklisi Geri Gelme DMC etiketiyle 14 Mayıs’ta tüm dijital platformlarda, klibi ise müzik kanalları ve YouTube kanalında yerini aldı. Müzik platformlarında kısa zamanda çok iyi sonuçlar alınan şarkı epey konuşulacağa benziyor.

İstanbul’daki yoğun çalışma temposundan sıyrılıp üç günlüğüne İzmir’e gelen Yasmin Yüce ile Sahilevleri’nde buluştuk. Okulundan, müzik hayatından, İzmir’den konuştuk.

Önce yeni tekliniz olan Geri Gelme’yi konuşalım sizinle…

Geri Gelme ’de kalbimden ilk geçen isimlerle çalışmak nasip oldu; Zeki Güner, Rutkay Öziş, Önder Tiryaki, Hakan Yeşilkaya, Murat Joker, İnci Razaki, DMC, Tarık Ceran. Yolumun kesiştiği herkes bu projeye kalbini koydu ve ortaya çok samimi bir mucize çıktı. Benim ve teklimin yaşadığı bu samimiyeti müzik aşkını ve mucizeleri dinleyicilerimin de hissedeceğine inanıyorum. Kendime ve şarkıma olan güvenim bu yüzden sonsuz. Şarkımın heyecanımı paylaşan herkese uğur getirmesini diliyorum.

İlk teklimin, aşktan yara almasına rağmen hayatta kalmayı başaran güçlü ve cesur yüreklere armağanım olsun istedim. Hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığını anladığım bir dönemdeyim. Ailemin benimle ilgili tatlı bir hayali, kuzenim Zeki Günleri’n kalbi ve kalemiyle birleşti ve en güzel rüyam gerçeğe dönüştü. Geri Gelme, dinlediğim 3-4 eser arasında o an da içime işleyen, beni çok etkileyen bir eser oldu. Çok şanslıyım ki şarkıları dillere pelesenk olan söz yazarı ve besteci Zeki Güner bana inandı ve şarkısını bana emanet etti.

2011 Yılında İzmir’de Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde tiyatro eğitimi almışsınız. Oyunculuk var mı planlarınızın arasında?

Oyunculuk eğitiminin bana olumlu yönde etkisi olacağına inanıyorum elbette. İlerleyen zamanda bir müzikal hayalim var. Bir gün mutlaka bir müzikalde oynamak istiyorum. Oyunculuk olur mu olmaz mı bilemem. Hepsini bir arada yürütmek çok zor ama deneyimlemek isterim. Olabilir belki bir gün.

Başka sanat dallarına da ilginiz var mı?

Ailem sanatla hep içi içeydi. Annem evde yağlıboya tablolar yapardı, bir yandan müzik dinlerdik. Anneme yardım eder, biz de boyardık. Bize de ufak ufak aşılamış oldu sanırım böylece.

Sanatın tüm dallarının bir bütün olduğunu düşünüyorum. Her alanı çok güzel çünkü… Dans, müzik, tiyatro, sinema, resim bunların hepsi birbirini destekleyen unsurlar.

13 yaşında Portekiz’de yapılan 12. Dünya Jimnastik Festivali’nde ülkemizi temsil etmiş ve derece almışsınız öyle değil mi?

TÜrkiye Jimnastik Federasyonu’nun seçimiyle, okulumuz bizi 12. Dünya Jimnastik Festivali’nde Türkiye’yi temsil etmek üzere Portekiz’e götürdü. Her ülkenin kendini tanıttığı bir organizasyondu. O yıl başka bir sevincimiz vardı; Sertap Erener Eurovision Şarkı Yarışması’nda birinci olmuştu. Biz de Sertap’ın yarışma gecesindeki bütün koreografisini Portekiz’de yaptık. Ben de Sertap olmuştum o gecede. Çok eğlenceli ve hiç unutmayacağım deneyimlerdi benim için.

Müzik yolculuğunuzda öğrencilikte beraber gidiyor. Caz Vokali öğrencisisiniz, nasıl gidiyor?

Evet, Yaşar Üniversitesi’nde Caz Vokali okuyorum. Fakat şu ara işlerimin yoğunluğu sebebiyle dondurmak zorunda kaldım. Ama ilk fırsatta bitireceğim.

Doğma büyüme İzmirlisiniz, bu şehir ne ifade ediyor sizin için?

İzmir ve doğup büyüdüğüm yer olan Karşıyaka benim için tek kelimeyle aşk. Başka yerde yaşayamam dediğim şehirdir İzmir. Şu zamanlar işlerim dolayısıyla İstanbul’da yaşıyorum. O şehrin kalabalığı, telaşı, koşuşturmasını da sevmiyor değilim. Ama ailem de burada olduğu için, İzmir nefes aldığım, soluklandığım yer oluyor.

Yemekle aranız nasıl? Güzel yaptığınız yemekler var mı?

Yemek yapmayı seviyorum. Özellikle değişik soslu makarnaları ve zeytinyağlıları çok iyi yaparım.

Sevdiğiniz yemekler neler?

Sebze, zeytinyağlı, makarna çeşitlerinin hepsini seviyorum. Yalnızca yüzü olan hiçbir canlıyı yemiyorum. Bunu da, bu şekilde ifade etmemin sebebi; “Vejetaryen misiniz?” diye soruyorlar, değilim çünkü süt, yumurta yiyorum. Yalnızca yüzü olan hiçbir canlıyı yemiyorum.  Bir gün bir film izledim, çok etkilendim, ondan sonra da böyle bir karar aldım.

Sosyal medya neredeyse hayatımızın merkezinde artık… Siz nasıl kullanıyorsunuz sosyal medyayı?  

Sosyal medyayı tamamen organik olarak kullanıyorum. Bütün takipçilerim gerçek. Artık takipçi satın alınabiliyor biliyorsunuz. Bana da bu yönde tavsiyede bulunuluyor, fakat ben gerçekten etkileşimde olduğum kişilerle devam etmesini ve bunun zaman içinde doğal olarak artmasını istiyorum. Ne kadar tık aldığım/izlendiğim önemli değil, insanların kalbine ne kadar tık atabildiğim önemli.

İzmir’de en çok nereyi seviyorsunuz?

Narlıdere, Sahilevlerini çok seviyorum. Bütün deniz kenarlarına aşığım.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

0 Shares:
Bir yanıt yazın
You May Also Like