Ayrılık kaygısı özellikle okula ilk defa başlayacak olan çocuklarda daha sık görülmektedir. Aynı zamanda üç ay gibi uzun süren bir yaz tatili sonrası okulların tekrar açılması ile ara sınıflarda okuyan çocukların ayrılık kaygıları da tekrar alevlenebilmektedir.
İlkokula yeni başlayan çocuklarda okulun ilk zamanlarında anneden ayrılma ile ilgili kaygılar belli bir oranda fizyolojik kabul edilir. Çocuklar özellikle okulun ilk günlerinde veya haftasında yeni ortamlarına alışma, ısınmada yavaşlık, güçlük yaşayabilirler. Annelerinin okulun ilk günlerinde yanlarında durmasını veya okulun bahçesinde çıkışa kadar beklemelerini isteyebilirler. Anneleri yanlarında olmadığında yalnız kalacakları, güvende olmayacakları hissini yaşayabilirler. Fizyolojik sınırlardaki anneden ayrılma kaygısı okul ortamına ısınmaya başlama, öğretmeni ile ilişki geliştirme, arkadaşlarla tanışma ve birliktelikler kurma ile günler içerisinde giderek azalır ve çocuğu rahatsız etmeyecek düzeye gelebilir.
Çocukların yaz tatilinde ebeveynleri tarafından okul sürecine psikolojik olarak hazırlanması fizyolojik düzeyde yaşadıkları ayrılma kaygılarının daha hızlı ve kolay çözülmesini sağlayacaktır. Gidecekleri okulun önceden belli olması, okulu ziyaret etmeleri, eğer belli ise öğretmenleri ile ilk tanışmanın sağlanması, okul için önden okul çantası, suluk gibi eşyaların edinilmesi, ebeveynlerin kendi olumlu ilkokul anılarından çocuklarına bahsetmesi gibi aktiviteler çocuğun okula ruhsal açıdan kendini hazır hissetmesine yardımcı olacaktır.
Karın Ağrısı, Mide Bulantısı ve Kusma Yoğun Kaygı Belirtisi!
Bazı çocuklar okulların açılması üzerinden günler geçse de ilk günkü şiddette okulda anneden ayrılmak istememe, sınıfa girememe, sabah okula gitme öncesinde ağlama, huzursuzluk, karın ağrısı, mide bulantısı, kusma gibi bedensel şikâyetler gösterme şeklinde yoğun kaygı belirtileri gösterebilirler. Bu çocuklarda aynı zamanda okul dışındaki yerlerde de annesinden veya birincil bakım vereninden ayrılmakta güçlük yaşama belirtileri eşlik edebilir.
Örneğin akşam kendi yatağında uyuyamama, annesi ile ten teması kurarak yatışma sonrası uykuya dalabilme, kendi evinde veya anneanne, teyze gibi yakın akrabalarında dahi annesi olmadan vakit geçirememe, annesi yanına ulaşana kadar huzursuz olma, sürekli anneyi arama ihtiyacı hissetme, gece yakın akrabalarında anne olmadan kalamama gibi belirtiler görülebilir. Bu durumda çocuğun okulda yaşadığı kaygıyı fizyolojik bir alışma süreci olarak değil ‘Ayrılık kaygısı bozukluğu’ tanısı olarak ele almak daha uygun olur ve sürecin bir çocuk psikiyatri uzmanı tarafından izlenmesi ve yönetilmesinde fayda vardır.