“Kilo vermek istiyorum ama başarılı olamıyorum.”
“Diyete başlıyorum üç gün sonra bırakıyorum.”
“Diyet yapmak istiyorum ama kilo verebileceğime inanmıyorum.”
“Daha önce de diyet yapmıştım, zaten verdiğim kiloları geri alıyorum.”
Ve daha fazlaları…
Belki de “diyet” değil “yanlış” yapıyorsunuzdur.
En çok duyduğum cümlelerden bir diğeri de “ekmeği, şekeri, unu kestim ama neden olmuyor”. Her şeyi doğru yaptığınızı düşünseniz bile olmamasının sebebi bir yerlerde yapılan yanlışlardır. Sürekli baştan başlamak ve başarısız olmak sizi yorar ve umutsuzluğa sürükler. Peki umutsuzluğa kapılmamak için neler yapmalıyız?
Bakış açınızı değiştirin.
Artık diyet kavramını doğru anlamalı ve korkmamalısınız. Çünkü diyet aslında “sağlıklı ve dengeli beslenme” anlamına gelir. Bedeniniz size aittir ve yaşam şeklinizi yansıtır. Ona iyi bakmak ise yine sizin görevinizdir. Grip olduğunuzda bile yaşadığınız halsizlikten, ağrılardan başkaları değil siz etkilenirsiniz. Peki sonuçlarını tahmin edebiliyorken sağlıklı beslenmeye başlamak için pazartesiyi beklemeye gerek var mıdır?
Diyete başlamak için pazartesiyi beklemeyin.
Nasıl olsa pazartesi başlayacağım diyerek beklenen o sürede aşırı ve yanlış beslenme ile kilo verme sürecine girmenin aksine kilo alıyorsunuz. Hemen şimdi diyete başlayın ve amacınızın kilo vermekten önce doğru beslenerek vücudunuzu düzene sokmak olduğunu unutmayın.
Hedef belirleyin.
Neden diyete başladığınızı kendinize sürekli hatırlatacak ve diyetin devamlılığını sağlayacak hedefler belirleyin. Bu çok beğendiğiniz bir elbiseye girmek, daha rahat ayakkabı bağcığı bağlamak, bacak bacak üstüne atabilmek, spor taytınızı rahatça giyebilmek gibi daha özel bir şey olursa hedefinize ulaştıkça mutluluk ve motivasyonunuz artar.
Hedefleri parçalayın.
Büyük bir hedefiniz var fakat ulaşmak için de uzun bir süreciniz. Bu süreci kolaylaştırmak adına bölerek ilerlerseniz daha kolay olur. Bu bir sonraki haftaya kadar vermek istediğiniz kilo ya da ulaşmak istediğiniz beden ölçüsü olabilir.
Örnek alın fakat karşılaştırmayın.
Kendinize bir rol-model belirleyerek onun gibi olmaya çalışabilirsiniz. Fakat bu kişinin bir model veya manken olmasından kaçınıp daha gerçekçi olmasına dikkat etmelisiniz. Çevrenizde kilo vermiş herhangi birisi ya da ailenizden birisi olması daha etkin olacaktır. Ayrıca kim olursa olsun bu anneniz bile olsa herkesin metabolizmasının birbirinden farklı olduğunu ve aynı sürede aynı sonucu alamayacağınızı unutmayın. Yani başkasını örnek alarak kendi bedeninizi kendinizle yarıştırın.
Günlük tutun.
Yapılan çalışmalarla, yediklerinizi ve duygu durumunuzu yazmanın verdiği olumlu sonuçlar kanıtlanmıştır. Bir diyet günlüğü tutarak yediklerinizi ya da fazladan kaçırdıklarınızı yaşadığınız duygular ile yazmanız hem ne yediğinizi görmüş olmanızı hem de hangi duyguların aşırı yemenize sebep olduğunu anlamanızı sağlayacaktır.
Küçük hatırlatmalar yapın.
Buzdolabı, elbise dolabı, su şişesi, makyaj aynası gibi sürekli gördüğünüz yerlere yapıştıracağınız not kağıtları veya fotoğraflar ile başaracağınıza olan inancınızı devam ettirebilirsiniz.
Vazgeçmeyin ve zamana takılmayın.
Sahip olduğunuz bir metabolik hastalık, menapoz dönemi, ilerleyen yaş gibi durumlar kilo verme zamanını uzatırken kilo vermeyi zorlaştırır. Fakat başaramamak yoktur, vazgeçmek vardır. Evet, bir aylık hedefler belirleyin fakat o süre sonunda olmaması durumunda umutsuzluğa kapılıp bırakmak yerine devam etmeye ve hayatınızın sonuna kadar beslenme düzeninizi korumaya özen gösterin. Unutmayın hedef yolun sonuna varmaktır ve hızınız ne olursa olsun o yolda ilerlemeye devam edeceksinizdir.
Bedeninizi sevin.
Ne olursa olsun hayal ettiğiniz vücuda kavuşmaya çalışırken sahip olduğunuz vücudunuzu ve kendinizi sevin. Mükemmel insan olmadığı gibi mükemmel beden de yoktur. Sahip olduğunuz bedeniniz zaten en mükemmelidir ve en iyisini hak eder.
