Yenilebilir ambalajlar ile atık oluşumunun önüne geçmenin ve doğayı korumanın önemini B12 Creative Branding anlatıyor
İklim değişikliği, artan popülasyon, biyolojik çeşitlilik kaybı, kuraklık ve sel gibi ekolojik problemlere ek olarak sonu gelmeyen atıklar, her geçen gün daha büyük sorunları beraberinde getiriyor. Özellikle de artan insan nüfusunun oluşturduğu tüketim toplumu, atık miktarının önlenemez yükselişini hızlandırıyor. Bu noktada ise ekolojik çözümler, sürdürülebilir yaklaşımlar ve inovatif teknolojiler devreye giriyor. Ekolojik sistemde bir tehdit unsuru olan atıkların azaltılması için yenilebilir ambalajlar, raflardaki ağırlığını giderek daha da artırıyor. Raf ömrünü uzatmak hedefiyle gıda ürünlerinin ambalajlanmasında kullanılan ve gıda maddesi ile birlikte tüketilebilen ambalajların önemine dikkat çeken B12 Creative Branding’in Kurucusu ve Kreatif Direktörü Bürkan Çiftçigüzeli, biyo çözünür ambalaj da olarak adlandırılan bu ambalajların plastiklere karşı güçlü bir alternatif olacağını söyledi.
Sürdürülebilir yaklaşımların giderek önem kazandığı günümüzde, yenilebilir ve biyolojik olarak parçalanabilen ambalaj malzemeleri tüketiciler için ekolojik bir seçenek sunuyor. Her yıl okyanuslara 8 milyon ton plastik atıldığını ve gıda ambalajlarının bunda büyük bir payı olduğunu söyleyen B12 Creative Branding’in Kurucusu ve Kreatif Direktörü Bürkan Çiftçigüzeli, klasik ambalajlama tekniklerine karşılık yeni ambalaj materyalleri ve teknolojilerini görmenin geleceğin üretim ve tüketim anlayışında belirleyeceği olacağının altını çizdi.
Milyonlarca ton plastik yerine yenilebilir ambalajlar öne çıkıyor
Günde 3,5 milyon ton çöpün yeterince ürkütücü olduğunu ifade eden Bürkan Çitfçigüzeli; “Daha da ürkütücü olan bu kadar çöpü nereye attığımız. Plastik atıkların doğaya verdiği zararlar, mikro düzeyde dahi olsa da canlı ekosisteminin tükettiği parçacıklar sebebiyle her geçen gün artıyor. Bu sorun karşısında ise bilim insanları çözüm üretme arayışında geri kalmıyor. Ambalaj atıklarını çok daha ekolojik hale getirmek ve hatta onları yiyerek doğaya bıraktığımız atık miktarını azaltmak kulağa hoş geliyor. Birçok farklı materyalden üretilen ambalajların en ekonomik üretimi plastik ham maddesinden elde ediliyor dolayısıyla bu bir çok üreticinin günümüz şartlarında maliyetlerini düşürmek için de başvurduğu bir üretim yöntemi olarak karşımıza çıkıyor. Milyonlarca ton plastiğin bir kısmı her sene geri dönüştürülmeye çalışılsa da çevre kirliliği artık saklanamaz boyutlara ulaşıyor, ülkeler kendi çöplerini bile başka ülkelere göndermenin yollarını arıyor. Bu noktada atıkları azaltmak için üretilen yenilebilir ambalajlar, dünyayı kurtarma gayreti için tüketicilere cam simidi oluyor” dedi.
Yenilebilir ambalajlar kendiliğinden ortadan kaybolarak dünyayı koruyor
Mısır, yosun, patates, nişasta gibi sağlıklı bio içeriklerden oluşturulan ambalajların yenilebildiğine dikkat çeken Çiftçigüzeli; “Üstelik bu materyaller kendiliğinden ortadan kalkarak dünyayı da koruyor. Bu noktada da tüketiciler kendileri için de faydalı gördükleri yenilebilir ambalajlar için çevre dostu olması, doğal bileşenlerden yapılması, ürünle birlikte tüketilebilmesi gibi nedenlerden dolayı daha seçici davranıyorlar. Endonezyalı bir üreticinin geliştirdiği yosun bazlı ambalajı, tatsız ve kokusuz olmasının yanı sıra bol miktarda lif vitamin ve mineral de içeriyor. Yemek istemediğinizde ılık suda çözünerek tamamen biyolojik olarak parçalanan ambalaj bitkiler için de doğal bir gübre görevi görüyor” şeklinde konuştu.
Markaların doğa dostu argümanını güçlendiriyor
Ambalaj tasarımları için de farklı bir yön olan yenilebilir ambalajların, markanın doğa dostu algısını da güçlendireceğini belirten Bürkan Çiftçigüzeli, şunları söyledi: “Dünyaca ünlü bir fast food zinciri için üretilen pirinçten yapılan ambalaj kağıdı, hamburgerlerin kağıdı ile birlikte tüketilmesini sağlarken, bir kahve markasının bardağını da kahveyi yudumlarken rahatça yiyebilmeyi sağlıyor.Yenilebilir ambalajların çok daha fazla kullanılması belki de tek kullanımlık plastiklerin sonu olabilir ve dünyayı korumak için de mükemmel bir adım olur.”