Sadece kilo vermek için hiçbir şey öğrenmeden, sorgulamadan, hayat tarzımızı zorlayarak yapılan diyetler kısa süreli sonuçlarla sizi mutlu edebilir; ama sürdürülebilir olmaması ve verilen kilolarınızın fazlasıyla geri dönmesi hatta sağlığınızın bozulması riski çok fazladır.
Sağlıklı olmak, kilo kontrolü sağlamak ya da sahip olduğumuz bir hastalık nedeni ile beslenmemizi düzenlemeye, mutfağımızı değiştirmeye, fiziksel aktivitemizi arttırmaya karar verdik, hayat kalitemiz ve sağlığımız için harika bir karar ve başladık araştırmaya nasıl besleneyim? Ne zaman besleneyim? Ne kadar besleneyim? Ne azaltayım ne çoğaltayım? Bir zayıflama grubuna mı katılayım? Hangi diyetisyene gideyim?.. Çoğaltabileceğimiz çok soru ve kafa karışıklığı ile başbaşayız. Aslında bu kafa karışıklığının nedeni bilgi kirliliği, sosyal medya, pompalanan hızlı sonuç alma vaadleri, yanlış beden algıları ve en önemlisi insanları yanlış yönlendiren söylemler.
Peki hayatın diğer alanlarında da böyle hızlı ve başkaları gibi mi davranıyoruz? Mesela bir arkadaşımızın üstündeki gömleği çok beğendik ve mağazaya gittik. Gömleği almak istediğimizi söyledik. Mağaza çalışanı bedenimizi sordu. Farketmez dedini. Çalışanın göz kararı ile verdiği gömleği alıp evinize döndünüz. Sizce üzerinize uyma olasılığı ne kadardır? Mağaza çalışanının profesyonelliği bu olasılığı arttırır ya da azaltır. Nasıl besleneceğinize karar vermek beğendiğiniz ve istediğiniz vücuda, sağlığa kavuşmak bu kadar riski göze alarak yapılacak bir davranış şekli olmamalıdır.
Sizin kilonuz, sosyal yaşantınız, alışkanlıklarınız, biyokimyasal bulgularınız, metabolizmanız, yaşam şekliniz, varsa hastalıklarınız, kullandığınız ilaçlar, kısaca sizi anlatan size özel bu saydığımız özellikler beslenme şeklinizi belirlemede çok önemlidir. Öncelikle sizin ne istediğinize karar vermeniz ve bu kararda size eşlik edecek profesyoneli doğru seçmek önemlidir. Kararsızlık, ‘öyle mi yapsam böyle mi’ tutumu kişilerin zaman kaybetmesine neden olur.
Unutmamalıyız ki en kıymetlimiz sağlığımız ve onu korumak en önemli görevimiz. Beslenme konusunda verdiğimiz kararlar size özel, sizi zorlamayan, uygulanabilir yani sürdürülebilir olmalıdır. Öğün saatleriniz iş hayatınıza, sosyal hayatınıza uygun, öğün içerikleri besin içeriklerinden zengin, bağırsak sağlığınıza katkı sağlayan, kan şekerinizi regüle eden, açlık kontrolü sağlayan ve bulunması, satın alınması kolay olmalıdır.
Yemek pişirme şeklimizin en sağlıklısını öğrenmek, kullandığımız yağların çeşitliliği ve miktarını doğru ayarlamak, alışveriş yaparken aldığımız ürünlerin etiket bilgisini okumak ve bu konuda yeterli bilgi almak, besinleri saklama koşulları bile çıktığınız bu yolculukta öğrenmeniz gereken bilgilerdendir. Sadece kilo vermek için hiçbir şey öğrenmeden, sorgulamadan, hayat tarzımızı zorlayarak yapılan diyetler kısa süreli sonuçlarla sizi mutlu edebilir ama sürdürülebilir olmaması ve verilen kilolarınızın fazlasıyla geri dönmesi hatta sağlığınızın bozulması riski çok fazladır. Bu yolculukta birlikte yol aldığınız Diyetisyen size besin gruplarını, besin içeriklerini, neyi neden tüketmemiz gerektiğini, ara öğün ve öğün saatlerinin size nasıl uygun hale getirilmesi gerektiğini, yasak koymadan porsiyon kontrolünü nasıl sağlamanız gerektiğini, düzenli kontrol ve iletişim halinde olmak şartı ile öğretmeli, birlikte menü oluşturulmalı ve beslenme tarzınızın yanlışlarını size gösterip doğru bilgi aktarmayı mutlaka önemsemelidir. Tüm bu saydıklarımız sosyal medya sayfalarında, internet sitelerinde, kendi zayıflamış sağlık personeli bile olmayan bireylerin sosyal medya hesaplarından, elden ele dolaşan matbu listelerle yapılacak ve düzeltilebilecek, öğrenilebilecek bilgiler değil hatta bilgi bile değil sadece fikirdir.
Sonuç olarak hangi diyet diye sorduğumuzda bu soruyu soracağımız, başvuracağımız kişiler çok önemlidir. Uzun ya da kısa bu beslenme yolculuğunda hangi diyet değil doğru, yeterli, profesyonel, size uygun diyet nedir sorusu çok daha önemli ve sağlıklıdır.